Ali Bulut: “Müşteri” değil, “Mükellef” diyoruz; çünkü odak noktamız tam uyumluluk

TAXTEN Kurucu ve CEO Ali BULUT


  • Öncelikle, kurumsal iş yaşamınızı ve girişimciliğe geçiş hikayenizi bizimle paylaşır mısınız?

Kurumsal kariyerime 2002’de, PepsiCo Türkiye’de Uygulamalardan Sorumlu Yazılım Müdürü olarak başladım. Bu dönemde, 11 şirketin birleşerek 5 şirkete dönüşüm sürecine tanıklık ettim ve birçok departmanla doğrudan çalışma imkânı buldum. Özellikle satış tarafında, Pepsi bayi ve distribütörlerine yönelik Web ve Mobil tabanlı satış sistemi olan PEPSIS’i geliştirerek, Türkiye genelinde 350’den fazla distribütörün kullanımına sunduk. Bu proje, hem PepsiCo Türkiye’de hem de PepsiCo Global’de iki yıl üst üste örnek uygulama olarak seçildi, ben de Role Model Çalışan ödülünü aldım.

Sonraki yıllarda Diversey, Triodor ve EPAM Systems gibi uluslararası firmalarda, ağırlıklı olarak yazılım geliştirme ve entegrasyon projelerinde görev aldım ve çeşitli ekipleri yönettim.

2013 yılında Türkiye’de e-Dönüşüm sürecinin başlamasıyla birlikte, VBT firmasıyla önemli projelere imza attım. Bugün birçok özel entegratör tarafından kullanılan sistemlerin yazılım süreçlerini yönettim ve geliştirme sürecinde bulundum. Sadece teknik geliştirme (Development, SQL & Oracle DBA) değil; aynı zamanda ilgili regülasyonları da yakından takip ederek, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ile mükellefler arasında bir köprü görevi üstlendim. Bu alandaki tecrübelerimi çeşitli makalelerle paylaşarak sektörel katkı sağladım.

ÖDEAL bünyesinde, Fevzi Güngör ile birlikte özel entegratörlük yapısının ve bugün 507 No’lu Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Sistemi’nin temelinin atılmasında aktif rol aldım. Aynı zamanda fiziksel POS çözümlerinin geliştirilmesinde de görev üstlendim.

2017 yılında FORIBA’da M&A Manager olarak görev alarak, o dönem sektörün önde gelen SAP Danışmanlık ve Özel Entegratör firmalarından olan ISIS E-Dönüşüm A.Ş. ve Kılavuz A.Ş.’nin satın alma süreçlerini yönettim. 2019 yılında FORIBA’nın SOVOS’a satış sürecinde aktif rol oynayarak, özel entegratörlük alanındaki ilk büyük satın almanın içinde yer aldım ve sevgili Ahmet Bilgen ve Koray Bahar ile birlikte çalıştım.

2019–2024 yılları arasında SOVOS’ta Kanal ve İş Ortaklıklarından Sorumlu Direktör olarak görev yaptım. Bu süreçte kurduğumuz ekip, her yıl SOVOS Global çatısı altında, satış hedeflerine ulaşmada  rekorlar kırdı.

2024 Mart ayında SOVOS’tan ayrıldım ve son profesyonel yöneticilik görevimi, SNI’de Kanal ve İş Ortaklıklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak Eylül ayına kadar sürdürdüm.

  • Taxten’in kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?

Fintech ve e-Dönüşüm sektörlerinde uzun yıllara dayanan yöneticilik deneyimimin ardından, kendi girişimimi kurma kararım; sektörde gözlemlediğim önemli boşluklar ve çözülmemiş ihtiyaçlardan doğdu.Aslında bu analiz sadece benim değil, birlikte yola çıktığım tüm arkadaşlarımın da hemfikir olduğu bir durum.

10 yılı aşkın süredir Türkiye’de hem kamu (GİB), hem özel entegratör, hem iş ortağı hem de mükellef taraflarında elde ettiğim deneyimler, bana sektördeki dinamikleri uçtan uca kavrama fırsatı verdi. Ayrıca, SOVOS bünyesinde 70’ten fazla ülkenin e-Dönüşüm uygulamalarını yakından izleme ve kıyaslama imkânı buldum.

Türkiye’de zaten 100’den fazla özel entegratör var, bir tane daha gerçekten gerekli mi?” sorusunu önce kendime sordum. Evet, gerekiyordu. Çünkü hizmet veren mevcut firmaların farklı alanlarda önemli eksiklikleri vardı.

Bu anlayışla, 2024 Ekim ayında yola çıktık. Amacımız, “müşteri” değil “mükellef” yaklaşımıyla, odak noktasına mükellefin regülasyonlara tam uyumunu koyan bir yapı inşa etmekti. Tüm ürünlerimizi sıfırdan, ihtiyaçlara göre analiz ederek geliştirdik. Mükelleflerin ana işlerine odaklanabilmeleri ve regülasyonel yükümlülüklerinde bize güvenmeleri için çalışıyoruz.

Hedefimiz yalnızca başarılı olmak değil, aynı zamanda sektörde en doğru işi yapan, en iyi bilen ve en çok güvenilen firma olmak. Önceliğimiz ne kısa vadeli kâr, ne de şirket içi prosedürlerde boğulmak. Önceliğimiz, mükellefin yükümlülüklerini eksiksiz ve cezai risklerden uzak biçimde yerine getirmesini sağlamak.

  • Türkiye’de vergi dikeyinde regülasyon teknolojileri alanına odaklanan Taxten ile sunduğunuz çözümler ve ürünler neler?

Aslında ürünlerimizi 3 kategoriye ayırabiliriz :

Regülasyon Çözümleri: E-Fatura, E-Arşiv fatura, E-İrsaliye, E-Defter, E-SMM, E-MM, E-Adisyon, E-Dekont, 507-Perakende Satış E-Belge Çözümleri

Yardımcı Regülasyon Çözümleri: ERP Adaptör Yazılımları, E-Beyanname, E-Mutabakat, E-Banka Ekstresi, E-Banka Ödeme

Partner Ürünleri: E-Ticaret Entegrasyonları, ERP Çözümleri, Ön Muhasebe Uygulamaları, Cafe & Restoran Satış Sistemleri (POS), Ödeme Sistemleri (507 ve diğer), Sektörel Uygulamalar

Taxten, şirketlerin dijital dönüşümünde nasıl katkılar sunuyor?

TAXTEN olarak önceliğimiz, mükelleflerin ihtiyaçlarına en uygun ve ekonomik çözümleri sunmaktır. Örneğin, SAP ERP kullanan mükellefler için geliştirdiğimiz özel SAP Add-On yazılımlarımızı ve çözümlerimizi öneriyoruz. Yerel ERP sistemleri kullanan mükellefler içinse, çözüm ortaklarımızla birlikte geliştirdiğimiz adaptör çözümlerini eş zamanlı olarak sunabiliyoruz.Diğer yandan, küçük işletmeler veya şahıs şirketler de bulut portalımızdan e-belgelerini düzenlemeleyebiliyorlar.

Her mükellefin iş yoğunluğuna uygun, ölçeklenebilir bir sistem altyapısı kurduk.
Bulut portalımızın yanı sıra, Private Cloud ve On-Premise seçeneklerini de sunarak mükelleflerin en uygun çözümü tercih etmelerine imkân tanıyor; operasyonel yüklerini azaltıyor ve esas işlerine odaklanmalarını sağlıyoruz.

KOBİ, mikro KOBİ ve bireysel kullanıcılar için de kapsamlı destek sunuyoruz.
İş ortaklarımız aracılığıyla birinci seviye destek hizmeti verirken, %99,75’in üzerindeki kullanılabilirlik oranıyla sistemlerimizin kesintisiz hizmet sunmasını garanti altına alıyor; bu doğrultuda gerekli tüm altyapı yatırımlarını kararlılıkla gerçekleştiriyoruz.

  • Regülasyon teknolojileri dikeyinin küresel arenada ve Türkiye’de gelişimini nasıl özetlersiniz? Bu alanda ne gibi gelişmeler bizleri bekliyor olacak?

Türkiye, e-Dönüşüm ya da daha kapsayıcı bir ifadeyle “Vergi Teknolojileri” alanında küresel düzeyde geç sayılabilecek bir başlangıç yapmış olsa da, bu teknolojilerin benimsenmesindeki hız ve mükelleflerin adaptasyon kabiliyeti sayesinde kısa sürede dünya liderleri arasına girmeyi başarmıştır. Bugün Türkiye, vergi teknolojileri alanında dünyanın önde gelen iki ülkesinden biri olarak konumlanmış durumdadır.

Türkiye’de uygulanan vergi teknolojileri, yalnızca yerel başarılar üretmekle kalmayıp, aynı zamanda bu sistemleri kendi ülkelerinde uygulamak isteyen otoriteler için de önemli bir ilham kaynağı hâline gelmiştir. Birbiriyle entegre şekilde çalışan çok katmanlı regülasyon çözümleri sayesinde, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) hem mükellef uyumluluğunu artırmış hem de kayıt dışı ekonominin azaltılmasında önemli bir yol katetmiştir.

Dünyada yalnızca Şili ile kıyaslanabilecek düzeyde kapsamlı ve entegre bir yapıya sahip olan Türkiye’nin bu noktaya gelmesinde, GİB’in vizyoner yönetimi ve teknik kadrolarının önemli bir rolü bulunmaktadır. Kamu kurumlarının teknolojiye uyum konusunda genellikle yavaş ilerlediği varsayımına rağmen, GİB bu alanda sergilediği öncü ve iş birliğine açık yaklaşımla takdiri fazlasıyla hak etmektedir. Eleştirilerin haklı olduğu alanlarda yapıcı olmak ne kadar önemliyse, bu başarılı yaklaşım için aynı şekilde teşekkür etmek de o derece değerlidir.

Öte yandan, sıkça örnek alınan Avrupa ülkelerinde vergi teknolojileri alanındaki regülasyonlar, Türkiye’nin 7–8 yıl gerisinden gelmektedir. Yakın zamanda Almanya, Fransa ve Belçika gibi ülkelerde hayata geçirilen düzenlemelerle, 8 milyondan fazla işletme dijital vergi sistemlerine geçiş yapmaya başlamıştır.

Tahminler, önümüzdeki 3 ila 5 yıl içinde dünyadaki faturaların %70’inin elektronik ortamda oluşturulup iletileceğini göstermektedir. Bu doğrultuda, dijital dönüşümün önemli bir alt başlığı olan vergi teknolojileri alanında önümüzde çok daha dinamik bir dönem bizleri beklemektedir.

TAXTEN olarak, sadece Türkiye’de değil, küresel ölçekte de bu dönüşümde aktif rol almayı hedefliyoruz. Önümüzdeki 12 ay içerisinde, geliştirdiğimiz global çözümlerle uluslararası pazarda yerimizi almak; temsilcilikler açmak, stratejik iş ortaklıkları kurmak ve çözümlerimizi yurt dışına ihraç etmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

  • Bilişim ve finansal teknolojiler alanında 20 yılı aşkın deneyiminizden hareketle, sektörümüzdeki genç girişimcilere ve yöneticilere uzun soluklu başarı için tavsiyeleriniz neler olurdu?

Beraber çalıştığım ekip arkadaşlarıma her zaman şu prensibi hatırlatırım: “Kısa vadeli kazanımlar yerine, uzun vadeli ve sürdürülebilir başarıları hedefleyin. Çünkü gerçek başarı, er ya da geç kendini mutlaka gösterir, gözardı edilemez”

Yaptığımız işi her yönüyle derinlemesine anlamak, sürekli öğrenmeye açık olmak ve merakı canlı tutmak, profesyonel gelişimin temel taşlarıdır. Ancak bu nitelikleri dürüstlük, çalışkanlık ve kararlılıkla desteklemeden başarıya ulaşmak mümkün değildir.

Zaman zaman “Peki ama bu başarı ne zaman gelir? 30 yıl sonra mı?” gibi sorularla karşılaşıyoruz. Bu noktada gerçekçi olmak gerekir: Eğer sıradan olanla yetinir, ekstra çaba göstermeden ilerlerseniz, sonuçlar da sıradan olacaktır.

Unutmayalım ki; asıl hedef yalnızca maddi kazanımlar değil, değer yaratan, kalıcı ve anlamlı başarılar elde etmektir. Ve bu başarı, doğru adımlar kararlılıkla atıldığında mutlaka gelecektir.

Size göre, finansal teknolojiler ekosistemini diğer sektörlerden ayrıştıran en önemli dinamikler neler?

Finansal teknolojileri diğer yazılım ürünlerinden ayıran temel özellik, “birden fazla teknoloji ve regülasyon bilgisinin tek bir noktada birleşmesidir.” Bu ifade genel geçer bir prensip gibi algılansa da, finansal teknolojilerin kendine özgü gereksinimleri (örneğin, dijital imzalama sistemleri, HSM teknolojileri, XSLT, UBL standartları, ilgili tebliğler ve düzenleyici kurum denetimleri) bu alandaki çözümlerin yalnızca üst düzey yazılım bilgisiyle geliştirilemeyeceğini açıkça ortaya koymuştur. Detaylarına şu an değinemeyeceğimiz pek çok örnek, piyasada “çalışır gibi görünen” bazı çözümlerin ciddi yapısal hatalar içerdiğini, bunun sonucunda devlet nezdinde vergi kayıplarına ve mükellefler açısından cezai yükümlülüklere yol açtığını gözler önüne sermiştir.

Yukarıda bahsedilen tüm bu unsurlara eş zamanlı olarak hakimiyet sağlayabilen ve gerekli kaynakları bünyesinde bulunduran firmalar, sundukları çözümlerle sektörde öne çıkacaklardır.

  • Sektörü sizin için çekici kılan, en çok heyecanlandıran 3 şey nedir? Birkaç cümleyle açıklar mısınız?

Sektörün en önemli çekici özellikleri :

  1. Regülasyonlar ile kullanımı zorunlu kılınmış ürünler olması
  2. 3 milyona yakın bir potansiyel kullanıcı firma olması
  3. Hemen hemen %80 mükellefin kullandığı çözümden bir şekilde memnuniyetsizliğinin olması