Bankacılık kavramının yeniden yorumlanmasını sağlayacak olan Açık Bankacılık uygulamaları finansal hayatımızda köklü değişiklikleri de beraberinde getirecek. Bill Gates’in 1994 yılında söylediği “Bankacılık önemlidir, bankalar değil” sözünün uygulamadaki hali olan Açık Bankacılık ile artık bankaları değil bankacılık işlemlerinin ön planda olduğu bir dönem bizleri bekliyor.
Şimdi gelin, Açık Bankacılık kavramının tarihsel gelişimini yıllar bazında inceleyelim….
1994 – Açık Bankacılık fikri İngiltere’de ilk kez otaya atıldı.
2007 – Avrupa Birliği’nde Ödeme Sistemleri Direktifi (PSD) yayımlandı.
2009 – PSD tüm Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde yürürlüğe girdi.
2013 – Avrupa Birliği ülkelerinde PSD’nin kabülünün ardından Türkiye’de Açık Bankacılık konusuna dair ilk işaretlerin gün yüzüne çıktığı 6493 sayılı kanun (Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun) yayımlandı.
2015 – PSD’de doğan güncelleme ihtiyaçları sonrasında Avrupa Birliği tarafından PSD-2 düzenlemesi kabul edildi.
2017 – PSD-2 iki yıllık adaptasyon sürecinin ardından tüm Avrupa Birliği ülkelerinde yürürlüğe girdi.
2019 – Avrupa’da PSD-2’de tanımlanan ödeme emri başlatma hizmetleri, ödeme emri başlatma hizmeti (PISP) ve hesap bilgileri sağlama hizmeti (AISP) Türkiye’de 6493 Sayılı Kanun’da açıklanarak mevzuatımıza girmiş oldu. Mart ayınca çalışmalarına başlanan kanun temmuz ayında kabul edildi.
2020 – Temmuz ayında bir önceki yıl kabul edilen 6493 sayılı Kanun, yürürlüğe girdi.
2021 – Ocak ayında lisanslama konusunda 6493 Sayılı Kanun’da Açık Bankacılık uygulamalarını geliştiren fintech’ler ve firmalar için lisanslama şartları üzerine taslak metin yayımlandı.