Finansal teknolojiler ekosisteminde, en güçlü dikeylerden biri olan ödeme sistemleri alanında şirketleri sayısı artarken her biri farklı iş modelleri ve stratejilerle operasyonlarını yönetiyor. Yeni nesil teknolojiler üretme konusunda yüksek rekabetin yaşandığı ödeme sistemleri alanında faaliyet gösteren Moneytolia, ekosistemin genç şirketleri arasında yer alıyor. Tamamını kendi geliştirdiği yazılımı, iddialı stratejileri ve iş birlikleri ile adından söz ettirmek isteyen Moneytolia, Fintech Dünyası’nda yeni yazı dizimiz olan Fintech Dünyası Mercek’in ilk konuğu oldu.
Hüseyin KOYUNCUOĞLU
Moneytolia CEO’su Sevinç Akpınaroğlu ile söyleşimizde Moneytolia’nın hikayesini, hedeflerini dinlerken 25 yılını bankacılık, finans ve finansal teknolojilere vermiş bir yöneticinin gözünden sektörü değerlendirme fırsatı bulduk.
HK: Moneytolia’nın hikayesine geçmeden önce isminizle başlayalım?
SA: Moneytolia ismini verirken Anadolu’nun parası olarak düşündük. Yurt dışında yaşayan Türkler ya da Türkiye’de yaşayan yabancılara hizmet verirken Anadolu’nun parası Anadolu’da kalsın içeride işlensin büyüsün isteğimizi yansıtan bir isim.
Moneytolia ne zaman faaliyetlerine başladı?
As Ödeme Hizmetleri adıyla 2020 Mart ayında kurulduk. Ağustos 2022 döneminde lisanslarımızı aldık. 1,5 yıldır Merkez Bankası’nın sunduğu lisanslarımızla ödeme ve elektronik para kuruluşu olarak hizmetlerimizi sürdürüyoruz.
Lisans kapsamımız, sadece telekom firmalarına verilen ‘d’ bendi ile açık bankacılık hizmetlerini kapsayan ‘f’ ve ‘g’ haricindeki ödeme ve elektronik para şirketlerinin sahip olabileceği tüm lisanslara sahibiz. Cüzdan, ön ödemeli kart, bağış, fatura tahsilatı, yurt içi, yurt dışı para transferleri. Açık bankacılık hizmetini de yazılım ekibimizin geliştirmeleri neticesinde en kısa sürede devreye alacağız.
İddialı olduğunuz, stratejik olarak odaklandığınız bir dikey var mıdır?
Lisanslarına sahip olduğumuz tüm alanlarda aktif bir şirketiz. Ancak yurt dışı para transferleri ve ön ödemeli kart alanına daha stratejik yaklaşıyoruz. Bu alanlarda farklı projeler ile öncü bir firma olmayı hedefliyoruz.
Yurt dışı para transferleri konusunda güçlü 2 partnerle çalışıyoruz. Hem Türkiye’den para gönderme hem de yurt dışından para alma konusunda çok iddialıyız. İş birliklerimiz kapsamında Moneytolia kullanıcıları, çok geniş para birimi seçenekleriyle 158 ülkeden para alma ve gönderme işlemlerini gerçekleştirebiliyor. Yurt dışı transferler konusunda hangi ülkelerle çalışmadığımızı saymak çok daha kolay. İran ve Rusya gibi ülkemizin kısıtladığı yasal sınırlamaların olduğu ülkeler dışında her ülkede varız.
Türkiye’nin yerli ödeme altyapısı TROY’un yanı sıra özellikle uluslararası ödemelerde VISA ile çalışıyoruz. Yakın bir gelecekte bunların yanına Mastercard’ı da ekleyeceğiz. Kendimizi tüm yeniliklere uyum sağlayacak şekilde konumlandırıyoruz. Yurt dışı ödemelerde İngiltere’de Western Union bünyesindeki Clean Junction ile birlikte çalışıyoruz. Hizmet verdiğimiz ülke sayısını daha da artırabilmek adına VISA Online ile de çalışmaya başlıyoruz.
Belediyelerle öne ödemeli kartlar konusu da odağınızda yer alıyor? Bu iş modelini nasıl açıklarsınız?
Ön ödemeli kartlar konusunda farklı projelerimiz ve girişimlerimiz bulunuyor. Özellikle belediyeler ile iş birliklerimizden söz edebilirim.
Belediyelerle birlikte geliştirdiğimiz ilk projeyi Çekmeköy Belediyesi ile 2024’ün ilk ayında duyurduk. Türkiye’nin ödeme sistemi TROY’u da yanımıza alarak Çekmeköylülere özel çıkarttığımız Çekmeköy Kart ile geliştirdiğimiz teknolojiler kamusal hizmetlerin işleyişine destek oluyor.
Ön ödemeli kart çözümüyle belediyelere hangi hizmetleri sunabiliyorsunuz?
Belediyelerin kampanyalarını duyurmak ve yardım kartları olarak kullanabilmesinde ön ödemeli kart teknolojileri büyük bir işlevsellik katıyor. İstanbul’da değil belki ama Anadolu’daki belediyelerimizde ön ödemeli kartlar seyahat kartlarına dönüşebiliyor. Belediye yardımlarının ulaştırılmasında sağladığı fonksiyonellik dışında, yerel yönetimlerin kendi bölgelerindeki esnaflar ile vatandaş arasında bir kazan kazan modeli uygulaması için etkili bir araç olarak görüyorum. Bireylerin yaşamlarını sürdürdükleri bölgenin finansal döngüsüne destek olabilmesini ve yaşadığı bölgede ayrıcalıklı hissedebilmesini sağlıyor. Örneğin; mahallenizin esnafından alışveriş yaptığınızda bu kartların yetenekleri sayesinde esnaflar sizi tanıyabiliyor ve birtakım indirimleri güvenle sunabiliyor.
KONTROL YETKİNLİĞİ, HARCAMA ÖZGÜRLÜĞÜ VE AİDİYET DUYGUSU
Ön ödemeli kart teknolojileri öncesinde belediyelerin kapalı devre kartlarla verdikleri destekler, kart sahiplerini belirli noktalardan alışveriş yapmaya zorluyordu. Ön ödemeli kartlar ile sunduğumuz hizmet sayesinde, belediyelerden alınan desteklerde vatandaşlar dilediği yerde harcama özgürlüğüne sahip olabiliyor. Ayrıca, yapılan yardımların hangi marketlerde kullanılabileceği tanımlanabileceği gibi satın alınan ürünlere varıncaya kadar kontrol sağlıyor. Örneğin verilen maddi destekler ile bireylerin tekel ürünü almasının önüne geçilebiliyor.
Kısaca ifade etmek gerekirse; belediyelere kampanyaları için kontrol yetkinliği verirken ve desteği alanlar için harcama özgürlüğü sunuyor. Yardım süreçlerinin yönetilmesini kolaylaştırıyor. Sadece yardım değil; bölge sakinlerinin belediye hizmetlerinden faydalanabilmesi ve aidiyet geliştirilebilmesine de katkı sağlıyor.
Bağış özelliğini de önemsiyorsunuz, bildiğim kadarıyla…
İlk aşamada devreye aldığımız hizmet, bağış özelliği oldu. Bağış yapmak isteyenlern cüzdanına gönderdiği paradan platformumuzda kayıtlı 13 farklı STK’ya bağış yapabiliyor. Bağış konusu istismara edilebilecek bir konu olduğundan kullanıcılarımızın destek olabileceği STK’lar konusunda oldukça seçici davranıyoruz.
Şirketinizde ve yazılım ekibinizde kaç kişi çalışıyor?
Şu anda 49 kişilik bir çalışan kadromuz var. Bunun 28’i yazılım ekibinde. Önümüzdeki aylarda yazılım ekibimize +2 kişi daha düşünüyoruz.
Tamamen içerideki bilgi birikimimizi kullanıyoruz. Yazılım ekibimiz kendi bünyemizde dışarıdan bir hizmet almıyoruz. iş modellerimizde, kendi geliştirdiğimiz, şekillendirebildiğimiz. özgün teknolojilerin avantajlarını fazlasıyla hissediyoruz ve kullanıcılarımıza yansıtmaya çalışıyoruz.
Özellikle yazılım tarafında çalışan istihdamı ve ekibinizi büyütme konusunda bir sorun yaşıyor musunuz?
İşin teknoloji tarafında personel konusunda çok büyük sıkıntı çekmiyoruz. İhtiyacımız olan nitelikte personel bulabiliyoruz. Bize sürekli olarak CV’ler başvurular oluyor. İhtiyaçlarımıza göre bu arkadaşlar arasından uygun olanlarla yolumuza devam ediyoruz. Yazılım tarafından kapatmakta zorlandığımız bir pozisyon olmadı henüz. Ekip çalışmasına önem veriyoruz, eğlenceli bir ekip oluşturmaya gayret ettik. Bunun meyvesi olarak da çalışırken keyif alıyoruz. Çok rekabetçi olduğumuzu söyleyemem ancak ekosisteme yeni yetenekler kazandırmayı bu bağlamda genç arkadaşları yetiştirmekten oldukça keyif alıyoruz.
Son olarak 2024’ün devamında ve yakın gelecekteki planlarınızdan bahseder misiniz?
Kullanıcılarımızla birlikte onların ihtiyaçlarını anlayarak en uygun çözümleri, ekonomik yollardan çözmek gayretindeyiz. Biz Erasmus’a giden bir öğrenciye gönderilen paradan yüksek karlar elde etmek istemiyoruz. Örneğin, bu işin maliyeti 1 euro ise 2 euroya bunu yapabilecek şekilde kendimizi kurguluyoruz. Doğru hizmeti karşılıklı kazanarak vermek. 1 euroluk hizmeti 40 euroya yansıtmak istemiyorum. Küresel para transferleri ekosisteminde de aşırı yüksek maliyetlerden söz edemeyiz. Finansal teknolojilerin gelişmesiyle birlikte çözümler ve çözümleri sunan şirketlerin sayısı artıyor. Biz pazardaki maliyet avantajı bulunan kaliteli hizmetleri kullanıcılarımıza taşımak istiyoruz.
Belediyeler konusunda yeni anlaşmalar yapacağız. Görüştüğümüz anlaşmaya yakın olduğumuz belediyeler var. Çekmeköy’ün ardından Beykoz ile de benzer bir projeyi hayata geçirmek üzereyiz. İstanbul ve Türkiye’nin farklı belediyelerinden bu konuda gelen taleplerin sayısı her geçen gün artıyor.
Okula dönüş döneminde veli onaylı ödemeler yapabilmesi adına okullarla bir çalışma planlıyoruz.