Yatırım Teknolojileri: Sermayenin Yeni Dili

Oxtech Ventures Kurucu ve Yönetici Ortağı Siret ÜNSAL


Finansal teknolojiler deyince akla ilk gelen genellikle ödeme sistemleri, dijital cüzdanlar ya da kişisel finans uygulamaları olur. Ancak bu buzdağının yalnızca görünen kısmı. Beni en çok heyecanlandıran, ekosistemin daha az konuşulan ama aslında yatırım dünyasının altyapısını hızla değiştiren tarafı: yatırım teknolojileri.

Yatırım bankacılığı ve varlık yönetimi geçmişim boyunca, sermaye piyasalarının nasıl işlediğini; yatırım kararlarının nasıl alındığını ve nasıl raporlandığını yakından gözlemleme şansım oldu. Global çapta birçok işleme ve stratejik sermaye yönelimlerine tanıklık ettim. Bugün geldiğimiz noktada, o yıllarda manuel ve yavaş yürüyen pek çok sürecin artık teknolojiyle yeniden kurgulanabileceğini görmek, bu dönüşümün içinde yer alma isteğimi daha da pekiştiriyor.

Bir yatırımcı olarak bu kavram benim için, sadece araç değil, aynı zamanda sermaye akışını daha demokratik, daha verimli ve daha şeffaf hale getiren bir dönüşüm gücü anlamına geliyor. Kurumsal yatırımcıdan bireysele, girişimciden kullanıcıya kadar yatırım süreçlerine dahil olan herkes için yepyeni olanaklar sunan bir alan.

Her paydaş için fırsat!

Türkiye’deki genç ve çözüm odaklı girişimci profilini düşündüğümde, yatırım teknolojileri alanında dünya çapında işler yapılabileceğine dair inancım artıyor. Çünkü Türkiye gibi problem çözmeye yatkın, yüksek adaptasyon becerisine sahip bir ülkede, yatırım teknolojileri girişimleri çok daha yaratıcı ve dirençli çıkabiliyor.

Girişimciler için bu alan, yatırımcı ilişkilerini daha sağlıklı kurma, süreci dijitalleştirme ve güven inşa etme fırsatı sunuyor. Yatırımcılar olarak bizler için ise; deal-flow yönetimi, portföy analitiği, due diligence süreçleri ve co-investment yapıları artık daha hızlı, daha veri odaklı ve daha ulaşılabilir hale geliyor.

Kullanıcılar, yani bireysel yatırımcılar ise daha önce yalnızca kurumsal sermayenin ulaşabildiği fırsatlara erişebiliyor. Bu, finansal kapsayıcılık açısından çok önemli bir kırılma noktası.

Türkiye’de yatırım teknolojileri manzarası

Türkiye’de yatırım teknolojileri henüz olgunlaşma aşamasında ama çok değerli bir potansiyel barındırıyor. Bankacılık altyapısının gücü, açık bankacılık regülasyonlarının getirdiği veri paylaşımı olanakları ve finansal hizmetlerin geniş kitlelere yayılması yönündeki ihtiyaç, bu alanı yatırım açısından oldukça cazip kılıyor.

Bugün yatırım teknolojilerine dair kurulan her çözüm, yalnızca Türkiye pazarı için değil; bölgesel ve küresel açılımlar için de ciddi bir sıçrama tahtası olabilir. Özellikle yatırımcı ilişkileri yönetimi, yatırımcı veri analitiği, tokenize edilmiş varlıklar, API ile fon yönetimi entegrasyonu gibi niş alanlarda girişimlerin sayısının artması gerekiyor.

Bana göre önümüzdeki dönemde yatırım teknolojilerinde şu iş modelleri öne çıkacak:

– Yatırımcı CRM ve dijital veri odaları, erken aşama girişimlerin yatırım süreçlerini daha profesyonel yönetmesine olanak tanıyacak.

– Robo-danışmanlık sadece ETF önerisi değil, startup hisseleri, gayrimenkul ve karbon kredileri gibi alternatif varlıklara da entegre olacak.

– Etki yatırımcılığına uygun scoring ve ESG teknolojileri, yatırım kararlarında belirleyici olmaya başlayacak

– Tokenizasyon ve parçalı mülkiyet sistemleri, yatırım ürünlerini tabana yayacak.

En önüştürücü teknoloji: Yapay zekâ

API ekonomisi, otomasyon, IoT… Elbette hepsi çok önemli. Ama yatırım teknolojilerinde en dönüştürücü güç yapay zekâ. Çünkü artık karar alma süreçleri salt içgüdüyle değil; gerçek zamanlı veri, öngörü modelleri ve risk analitiğiyle destekleniyor. Bu sadece bir hız meselesi değil, aynı zamanda karar kalitesini artıran bir devrim.

Genç girişimcilere not: Teknolojiden çok daha fazlası

Yatırım teknolojileri sadece yazılım değil; strateji, güven, regülasyon bilgisi ve iş modeli olgunluğu demek. Genç girişimcilere her zaman anlatmaya çalıştığım gibi:
“Ürününüz ne kadar yenilikçi olursa olsun, yatırımcıya sunarken, süreci anlayan ve stratejik düşünen bir ekiple yola çıkmak fark yaratır.”

Yatırım teknolojileri alanında büyümek isteyen girişimcilere üç önerim:

  1. Niş bir problemi sahiplenin. Her şeyi yapmaya çalışmayın, odaklı kalın.
  2. Uyumlu olun. Regülasyonlara entegre çözümler üretin.
  3. Global düşünün, yerelde başlayın. Türkiye’yi test pazarı olarak görün; ama vizyonunuz mutlaka küresel olsun.

Biz Oxtech Ventures olarak TRUK Hızlandırma çatısı altında yatırım yapmadan önce girişimlerle uzun süre çalışmayı tercih ediyoruz. Çünkü yatırım, sadece sermaye değil; aynı zamanda ortak bir maraton. Bankacılıktan gelen disiplinle, yatırımcı beklentilerini yakından bilen biri olarak şunu net söyleyebilirim: Teknoloji ve sermaye birleştiğinde, sadece finansal değer değil, kültürel bir değişim de yaratabiliriz.