Tuğrul Cora: Yapay zekâ otomasyon araçları hem kalkan hem de silah


UiPATH Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora

Günümüzde siber güvenlikte hız ve verimlilik sağlamak için yapay zekâ otomasyon çözümleri yoğun biçimde kullanılıyor. Tehdit tespiti, anomali yakalama, log analizi ve otomatik müdahale gibi konularda yapay zekâ sistemleri, klasik yöntemlerle kıyaslanmayacak ölçüde avantaj sağlıyor. Ancak bu fotoğrafta kritik bir eksik var: aynı teknolojiyi saldırganlar da kullanıyor.

Örneğin, Check Point’in raporlarına göre HexStrike isimli bir araç, GPT benzeri modelleri kullanarak saniyeler içinde Citrix güvenlik açıklarını istismar edebiliyor. Anthropic’in Claude modelinin, “vibe-hacking” adı verilen yeni nesil saldırılarda yüzlerce kuruma psikolojik olarak tasarlanmış fidye mesajları göndermek için kullanıldığını biliyoruz. Kısacası siber tehditler, gün geçtikçe çoğalmanın yanı sıra aynı zamanda daha akıllı ve daha sofistike hale geliyor. Bu tablo, şirketlerin mevcut yapay zekâ otomasyon çözümleriyle yetinmesinin artık mümkün olmadığını gösteriyor. Anlaşılan o ki yapay zekâ otomasyon araçları hem kalkan hem de silah.

Meselenin özü, günümüz “Yapay Zekâ Otomasyonu” paradigmalarının siber dünyanın hızla değişen tehditlerine karşı artık yeterli olmayacağı

Bu noktada agentic yapay zekâkavramı her zamankinden daha kritik hale geliyor. Bildiğiniz gibi bizim UiPath’teki yolculuğumuz, agentic yapay zekâ ve otonom yapay zekâ ajanları ile güçlendirilmiş, güvenli, dayanıklı sistemler inşa etmekle ilgili. Çünkü agentic yapay zekâ yalnızca önceden tanımlanmış kuralları izleyen sistemler değil, özerk şekilde düşünebilen, çevresine uyum sağlayan, “ne yapılması gerektiğini” keşfedip harekete geçen sistemler anlamına geliyor. Bir başka deyişle, kriz anında sadece alarm üretmekle kalmıyor, alternatif yollar üretiyor, saldırıyı bertaraf edecek aksiyonları kendi başına alabiliyor.

Yapay zekâ ajanları ise bunun sahadaki uygulayıcıları. Güvenlik operasyon merkezlerinde binlerce alarmı önceliklendirip analistleri en kritik tehditlere yönlendiriyorlar, hatta otomatik olay müdahaleleriyle insanın tepki süresini dakikalardan saniyelere indiriyorlar. NVIDIA’nın geçtiğimiz temmuz ayında yayımladığı analiz de bu dönüşümü teyit ediyor: Agentic yapay zekâ, siber güvenlikte algılama, tepki ve uyum yeteneklerini yeniden tanımlıyor. Dünya Ekonomik Forumu ise bu sistemlerin gerçek zamanlı adapte olabilme özellikleri sayesinde yeni bir “siber direnç çağını” başlatabileceğini vurguluyor.

Artık saldırganlar aynı hız ve zekâyla hareket ettikleri için, savunma sistemlerimizin daha akıllı, daha otonom, daha proaktif ve daha dayanıklı olmalı

Buradan çıkarılacak ders çok net. Artık saldırganlar aynı hız ve zekâyla hareket ettikleri için, savunma sistemlerimizin daha akıllı, daha otonom, daha proaktif ve daha dayanıklı hale gelmesi gerekiyor. Bu yeni dengenin merkezinde yer alan Agentic yapay zekâ, iş sürekliliğini tehdit eden krizlerde bile şeffaf, denetlenebilir ve insan odaklı kalmaya devam eden dijital ekosistemler inşa etmemizi mümkün kılacak. Çünkü güvenlik yalnızca saldırıları püskürtmekle ilgili bir mesele değil, aynı zamanda güveni korumak ve iş dünyasının geleceği için sağlam temeller atmakla da ilgili. UiPath’te biz bu dönüşümün bir parçası olarak güvenli, şeffaf, insan odaklı ve otonom sistemler inşa etmeye kararlıyız.