Kripto varlıklar ve blokzincir teknolojisi, bir yatırım aracından çok daha fazlasıdır. Bu, finansı demokratikleştiren, aracısızlaştıran ve daha şeffaf hale getiren bir teknolojidir. Biz Binance Türkiye olarak, bu yeni dönemin Türkiye’deki en büyük destekçilerinden biri olmaktan gurur duyuyoruz. Kullanıcılarımız, düzenleyici kurumlarımız ve tüm ekosistem paydaşlarımızla birlikte, Türkiye için daha adil, şeffaf ve erişilebilir bir finansal gelecek inşa etmeye kararlıyız.
Binance Türkiye Genel Müdürü Mücahit Dönmez
Binance TR olarak yatırım teknolojilerinin son yıllardaki gelişimi ve ekosistemin yakın geleceğine dair değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Yatırım teknolojileri, özellikle blokzincir ile birlikte, finans dünyasında önemli bir dönüşüm başlattı. Türkiye’nin bu dönüşüme adaptasyonu ise gerçekten takdire şayan. Rakamlarla konuşmak gerekirse, Türkiye kripto varlık işlem hacimlerinde dünyada dördüncü, kripto varlık sahiplik oranında ise yaklaşık %20 ile dünya üçüncüsü konumunda. Yani ülkemizde neredeyse her beş kişiden birinin kripto varlığı bulunuyor. Bu, toplumumuzun teknolojiye olan ilgisinin ve adaptasyon hızının ne kadar yüksek olduğunun en net göstergesi.
Yatırımcı profilimize baktığımızda ise bu ilginin ne kadar bilinçli olduğunu görüyoruz. Kripto varlıklara yatırım yapan kullanıcılarımızın %61’i en az üniversite mezunu ve %80’e yakını bu teknolojinin geleceğine güvendiğini ifade ediyor. Bu veriler, kriptonun artık gelip geçici bir heves değil, bilinçli bir yatırım tercihi olduğunu ortaya koyuyor.
Blokzincir teknolojisinin ülkemiz için çok büyük fırsatlar vadettiğini düşünüyorum. Özellikle de gerçek dünya varlıklarının tokenizasyonu (RWA) konusuna odaklanılmasının beraberinde önemli kazanımlar getireceğine inanıyorum. Örneğin, gayrimenkul gibi bölünemeyen varlıkların blokzincir üzerinde dijitalleştirilerek likit ve erişilebilir hale geldiğini düşünün. Bu, hem finansal kapsayıcılığı artıracak hem de sermaye piyasalarına derinlik katacaktır. Türkiye’nin bu alanda muazzam bir potansiyeli var ve umuyorum ki bu treni kaçırmayarak pastadan hak ettiğimiz payı alacağız.
Binance TR’nin Türkiye pazarındaki yol haritasından kısaca bahseder misiniz?
2020’de Türkiye pazarına girdiğimiz ilk günden bu yana önceliğimiz her zaman kullanıcılarımız oldu. Yol haritamızı da bu temel prensip üzerine inşa ettik. Stratejimizin merkezinde, sadece kendi pazar payımızı artırmak değil, pastanın kendisini büyütmek yer alıyor. Çünkü biliyoruz ki pasta büyüdüğünde ekosistemdeki herkesin payı artacaktır. Bu doğrultuda yol haritamız üç ana sütun üzerine kurulu:
- Güven ve Yasal Uyum: Kullanıcı güvenliği ve yasalara tam uyum en hassas olduğumuz konular arasında yer alıyor. Aralık 2024 itibarıyla kripto varlık platformlarının “finansal kuruluş” olarak tanımlanmasıyla birlikte, sorumluluklarımız daha da arttı ve biz bu sorumluluğun bilinciyle hareket ediyoruz. Ipsos’un araştırmasına göre Türkiye’deki kripto yatırımcılarının %70’inin Binance TR’ye güvenmesi, bu konudaki kararlılığımızın en güzel meyvesidir.
- Finansal Okuryazarlık ve Kapsayıcılık: Teknolojiyi sunmak yeterli değil, onu anlaşılır kılmak da gerekiyor. Bu misyonla, Teknolojide Kadın Derneği işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz Binance Türkiye Teknoloji ve Kadın Akademisi projesiyle son 1,5 yılda 1.500’den fazla kadınımıza ücretsiz blokzincir eğitimi verdik. Hedefimiz bu rakamı yıl sonuna kadar 2.025’e, önümüzdeki 5 yıl içinde ise 5.000’e çıkarmak.
- Kullanıcı Odaklı Ürün Geliştirme: Kullanıcılarımızın ihtiyaç ve geri bildirimlerini dinleyerek yerel çözümler üretiyoruz. Onların beklentilerine yanıt veren, değer yaratan ve kripto deneyimlerini zenginleştiren yeni ürünler ve stratejik işbirlikleriyle ekosistemi desteklemeye devam edeceğiz.
Halihazırda sunduğunuz ve üzerinde çalıştığınız ürünler neler?
Kullanıcılarımıza sadece bir alım-satım platformu değil, aynı zamanda varlıklarını değerlendirebilecekleri ve kripto ekosisteminin heyecan verici fırsatlarına erken aşamada dahil olabilecekleri bir dünya sunuyoruz. Bu anlayışla geliştirdiğimiz en yeni ürünlerimizden bazıları şunlar:
- Binance TR Launchpool: Bu ürünümüz, kullanıcılarımızın belirli kripto varlık bakiyelerini stake ederek, yani bir nevi kilitleyerek, yeni ve gelecek vadeden projelerin tokenlarını hiçbir ek maliyet olmadan kazanmalarını sağlıyor. Launchpool, kullanıcılarımıza erken aşamadaki projelere katılma ve potansiyel büyümeden pay alma fırsatı sunuyor.
- HODLer Airdrop: Bu ürünümüz ise sadık kullanıcılarımızı ödüllendirmek üzerine kurulu. Belirlenen kripto varlıkları “Biriktir (Staking)” ürünümüzde değerlendiren kullanıcılarımız, platformumuzda listelenmesi planlanan yeni projelerin tokenlarına ücretsiz olarak erişebiliyorlar. Bu sayede hem mevcut varlıklarından getiri sağlıyor hem de yeni projelere herkesten önce ulaşma avantajı elde ediyorlar.
Bu iki yenilikçi ürünün yanı sıra, kullanıcılarımızın varlıklarını esnek veya kilitli vadelerle değerlendirebildiği Biriktir (Staking) gibi temel hizmetlerimizle de kripto varlıklarını pasif gelire dönüştürmelerine olanak tanıyoruz. Amacımız, kullanıcılarımıza her seviyede ve her beklentiye uygun, değer yaratan çözümler sunmaktır.
Güvenli bir zemin olmadan özgürlüğün sürdürülebilir olması mümkün değil
Kullanıcı güvenliğini ön planda tutarak ürünlerinizde sunduğunuz yenilikler nelerdir?
Kullanıcı güvenliği, merkeziyetsizliğin getirdiği özgürlükle dengelenmesi gereken en kritik konu. Biz bu ikisinin birbirine zıt değil, aksine birbirini tamamlayan unsurlar olduğuna inanıyoruz. Güvenli bir zemin olmadan özgürlüğün sürdürülebilir olması mümkün değildir. Bu nedenle güvenlik yaklaşımımızı hem teknolojik hem de yapısal katmanlarda ele alıyoruz.
Düzenleyici Çerçeveye Tam Uyum: En büyük yeniliğimiz, yasal düzenlemelerle gelen “finansal kuruluş” statüsünün getirdiği sorumlulukları eksiksiz benimsememizdir. Bu statü, kullanıcılarımıza daha şeffaf, hesap verebilir ve denetlenebilir bir yapı sunduğumuz anlamına geliyor.
Teknolojik Güvenlik Önlemleri: Platformumuzda iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA), varlıkların büyük bir kısmının tutulduğu soğuk cüzdanlar, ve düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz güvenlik denetimleri gibi sektörün en yüksek standartlarını uyguluyoruz.
Şeffaflık ve Eğitim: Kullanıcılarımızı korumanın en etkili yollarından birinin onları bilinçlendirmek olduğuna inanıyoruz. Sunduğumuz ücretsiz eğitimler ve yayınladığımız araştırma raporları ile kullanıcılarımızın bilinçli kararlar almasına yardımcı oluyoruz.
Türkiye’deki kripto varlık düzenlemeleri ve ekosistem üzerindeki etkilerini değerlendirir misiniz?
Temmuz 2024’te Sermaye Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikler, Aralık ayında MASAK tarafından yayınlanan düzenlemeler ve son son 2025 yılı Mart ayında SPK tarafından yayınlanan ikincil düzenlemeler, sektörümüz için bir milat olmuştur. Bu adımlar, kripto varlık ekosistemini daha güvenli, şeffaf ve sürdürülebilir bir zemine taşıma amacı güdüyor. Biz Binance TR olarak bu süreci en başından beri tam destekle karşılıyoruz ve ilgili tüm kurumlarla yapıcı bir diyalog içindeyiz.
Bu düzenlemeler platformlara pekçok yükümlülük getiriyor. Ancak sektöre etkilerinin uzun vadede son derece olumlu olacağını tahmin ediyoruz. Belirsizliğin ortadan kalkması, “gri alan” olarak görülen sektörümüzün meşru bir finansal faaliyet alanı olarak tanınmasını sağladı. Bu durum, yalnızca bireysel yatırımcıların değil, aynı zamanda kurumsal yatırımcıların da ekosisteme olan güvenini artıracak ve Türkiye’nin bu alandaki küresel rekabet gücünü pekiştirecektir.
Son yıllarda hızla yürürlüğe giren kripto varlık düzenlemeleri sonrasında Türkiye’nin küresel arenadaki yeri ve önemi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Türkiye, yüksek adaptasyon oranları ve teknolojiye yatkın genç nüfusuyla zaten küresel bir oyuncuydu. Yeni düzenlemeler ise bu potansiyeli bir üst seviyeye taşıyor. Artık Türkiye, sadece kripto varlıkların yoğun kullanıldığı bir pazar değil, aynı zamanda net bir yasal çerçeveye sahip, öngörülebilir bir yatırım merkezi haline gelmiştir.
Bu durum, ülkemizi küresel sermaye ve yetenekler için daha cazip kılıyor. Düzenleyici netlik, büyük kurumsal fonların ve uluslararası teknoloji şirketlerinin Türkiye’ye yatırım yapmasının önünü açar. Hedefimiz, Türkiye’nin yalnızca bir kullanıcı pazarı olmaktan çıkıp, blokzincir teknolojileri üreten, inovasyon geliştiren ve bu çözümleri dünyaya ihraç eden bir merkez haline gelmesidir. Sağlam yasal zemin, bu hedefe ulaşmamız için bize güçlü bir temel sunuyor.
Kripto varlık ekosistemini geliştiren, destekleyen teknolojiler hangileri? Yapay zeka ile kripto teknolojilerinin kesişimi hakkında neler söylemek istersiniz?
Blokzincir, tek başına bir teknoloji olmaktan ziyade, birçok yeniliği besleyen bir ekosistemdir. Bu ekosistemi destekleyen en önemli teknolojiler arasında akıllı sözleşmeler, ağların hızını ve verimliliğini artıran Katman-2 (Layer-2) çözümleri ve kullanıcıların varlıklarını güvenle yönetmesini sağlayan dijital cüzdanlar yer alıyor.
Yapay zeka (AI) ve blokzincir ise birbirini mükemmel şekilde tamamlayan iki devrimci teknoloji. Yapay zeka, kripto platformlarında dolandırıcılık tespiti, piyasa analizi ve kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimi gibi alanlarda muazzam faydalar sağlıyor. Ancak yapay zekanın da zayıf noktaları var; örneğin verilerin doğruluğu ve manipülasyona açık olması gibi.
İşte bu noktada blokzincir devreye giriyor. Blokzincirin merkeziyetsiz, şeffaf ve değiştirilemez yapısı, yapay zeka algoritmalarının kullandığı veriler için güvenilir bir temel oluşturur. Verilerin blokzincirde saklanması, yapay zeka kararlarını daha güvenilir ve kötüye kullanıma karşı daha dayanıklı hale getirir. Bu iki teknolojinin entegrasyonu, gelecekte çok daha güvenli, verimli ve akıllı finansal sistemlerin kapısını aralayacaktır.
Son olarak Binance TR’nin 2025 yılının ikinci yarısı ve gelecek yıla dair hedeflerinizden bahseder misiniz?
2025 ve sonrası için hedefimiz net: Kullanıcı güvenliği ve düzenleyici uyumu her zaman odağımızda tutarak, Türkiye’de kripto ekosistemine güven getiren, yasal çerçevede hareket eden ve yenilikçi çözümleri herkes için erişilebilir kılan, sektörü inşa eden bir platform olmaya devam etmek.
Bu hedef doğrultusunda, “pastayı büyütme” vizyonumuzla finansal okuryazarlık projelerimize, özellikle kadınlara yönelik eğitimlerimize hız vereceğiz. 5 yıl içinde 5.000 kadına ulaşma hedefimiz bu yoldaki en önemli adımlarımızdan biri. Aynı zamanda, HODLer Airdrop, yeni banka kanalları ve işbirlikleri ile kullanıcılarımıza doğrudan değer katan ürünler geliştirme gayreti içerisindeyiz. Türkiye’nin, blokzincir teknolojisinin potansiyelinden yararlanmasını sağlamak adına çalışmayı sürdüreceğiz.
