Mastercard, ödemelerde kart numarası ve şifreleri kaldırmayı planlıyor

2025 yılında ödeme sistemlerindeki trendlere yönelik öngörülerini paylaşan Mastercard, siber suç risklerinin 2025’e kadar 10 trilyon dolara ulaşmasıyla kimlik doğrulama, dolandırıcılık önleme ve B2B işlemlerinde köklü dönüşümler öngörüyor.

Küresel siber suç tehditleri giderek büyürken Mastercard, yapay zeka ve gelişmiş kimlik doğrulama sistemlerinin bir kombinasyonu aracılığıyla dijital ödeme güvenliğini yeniden tasarladığı planlarını açıkladı.

Kart numarası, şifre ve parolaya gerek kalmayacak

Geleneksel güvenlik önlemlerinin çok ötesine geçmek isteyen Mastercard, tüketicilerin ve işletmelerin 2025 sonrasında finansal hizmetlerle etkileşim kurma biçiminde köklü değişimler yapmayı planlıyor. Bu planlar arasında online ödemelerde kart numarası, şifre ve parolaları ortadan kaldırmak gibi iddialı bir hedef de yer alıyor. Mastercard duyurusuna göre, tokenleştirme, biyometrik kimlik doğrulama ve Click to Pay dijital cüzdanının birleşimi sayesinde, 2030 yılına kadar alışveriş yapanların çevrimiçi işlem yapmak için bir parola veya tek seferlik kod girmeleri gerekmeyecek.

Mastercard’ın kendi vizyonunu paylaştığı 10 trend, küresel ödeme sistemleri ekosisteminde yaşanabilecek değişimlere dair ipuçları da taşıyor.

Dijital kimlik ve güvenlik

Mastercard, 2030 yılına kadar çevrimiçi işlemlerden fiziksel kart numaralarını ve parolaları ortadan kaldırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin stratejisi, geleneksel güvenlik önlemlerine güvenmek yerine, tokenleştirme teknolojisi, biyometrik kimlik doğrulama ve Click to Pay dijital cüzdan sistemlerinden oluşacak.

  • Bilgi notu: Siber suç maliyetlerinin 2025’te yıllık 10 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

Bir trilyon veri noktasını milisaniyeler içinde işleyen Mastercard Decision Intelligence Pro platformu, ağ genelinde dolandırıcılık koruma oranlarında %20’lik bir iyileştirme elde etmeyi başardı. Hatta bazı uygulamalarda bu oran %300’e kadar ulaştı.

İngiltere’de Lloyds Bank, Halifax, Bank of Scotland, NatWest, Monzo ve TSB dahil olmak üzere dokuz banka geliştirilen Tüketici Dolandırıcılık Riski sistemi, siber saldırıya uğrayan bir banka müşterisinin parası hesaptan ayrılmadan önce engelleyebiliyor. Sistem ödeme dolandırıcılıklarını tespit etmeye yardımcı olmak için büyük ölçekli ödeme verilerini kullanıyor.

Dijital katılım ve gelişen piyasalar

Gelişmiş güvenliğe doğru bu hamle, özellikle gelişmekte olan piyasalarda insanların finansal hizmetlere erişim biçimindeki hızlı değişikliklerle aynı zamana denk geliyor.

Mastercard, Pay Local hizmetiyle uluslararası kart ödemeleri ile yerel dijital cüzdanlar arasındaki boşluğu kapatıyor ve kart sahiplerinin mevcut hesaplarını ek ön ödemeli hesaplar olmadan bölgesel ödeme sistemlerine bağlamalarına olanak tanıyor. Bu dijital cüzdanlar, kimlik doğrulama, sadakat programları ve sağlık hizmetlerini kapsayacak şekilde basit ödemelerin ötesine geçerek temel finansal araçlar haline geldi.

Geleneksel bankacılık altyapısının sınırlı olabileceği gelişmekte olan piyasalarda, bu platformlar genellikle banka hesabı olmayan nüfuslar için birincil finansal hesaplar olarak hizmet veriyor ve bu da finansal katılım için bunların birlikte çalışabilirliğini önemli hale getiriyor.

İşletmelerin evrimi ve gelişen altyapı

İşletmeler arası ödemeler sektörü devrim niteliğinde değişimlere hazırlanıyor. Kredi hatlarına bağlı geçici numaralar üreten sanal kartlar, her geçen gün kurumsal kaynak planlama yazılımıyla daha fazla entegre ediliyor. Bu entegrasyon, küçük işletmeler için gömülü finans pazarının 2025 yılına kadar 124 milyar dolarına ulaşmasının tahmin edildiği işletme ödemelerinde daha güçlü bir dönüşüme işaret ediyor.

Ödeme platformları küçük işletmelere, yönetim, pazarlama ve veri analizi için özelleştirilebilen araçlar sunuyor ve bu da finansal teknolojinin önemli ölçüde demokratikleşmesini sağlıyor.

Anında ödemeler ve Blockchain entegrasyonu

2024 itibariyle, 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren gerçek zamanlı ödeme sistemlerinin 2028 yılına kadar 575 milyar işlem gerçekleştirmesi bekleniyor; bu da küresel elektronik ödemelerin %27’sini oluşturuyor.

Öte yandan, blockchain teknolojisi kripto para biriminin ötesine geçerek sermaye piyasalarından ticaret finansmanına kadar her şeye yeni yaklaşımlar sağlıyor. Bu gelişmeler, daha verimli ödeme çözümleri yaratmayı amaçlayan geleneksel finans kurumları ve kripto para birimine odaklanan firmalar arasında benzeri görülmemiş bir işbirliğine yol açıyor.

Varlıkların blok zinciri teknolojisiyle tokenleştirilmesi süreci desteklerken finansal yelpazede birçok ekonomik faaliyetin dijitalleştirilmesine olanak tanıyor.

İşbirlikçi ekosistemler

Finans kuruluşları, teknoloji şirketleri ve hükümetler arasındaki ortaklıklar, yeni teknolojilerin geliştirilmesine ve finansal erişimi büyütmeye odaklanıyor. Bu ortaklık, fintech girişimlerinin sundukları çözümlerin basitleştirmesinde ve dijital işlemlere duyulan güvenin artırılmasında önemli rol oynuyor.