Önümüzdeki 1–2 yıl bizim için ölçeklenme dönemi olacak. Öncelikle yakın coğrafyamızda, Türkiye ile benzer KOBİ yapısına sahip pazarlarda varlık göstermeyi planlıyoruz. KOBİ’lerin sadece finansmana değil, nakit akışlarını yönetecekleri dijital araçlara da ihtiyacı var. Bu nedenle ödeme çözümleri, tahsilat yönetimi ve açık bankacılık tabanlı yeni ürünler geliştirmeye devam edeceğiz. Yapay zekâ destekli risk analizi ve alternatif veri kaynaklarıyla KOBİ’lere daha adil finansman sunmaya devam edeceğiz.
Figopara Kurucu Ortağı ve CEO’su Koray Bahar
- Figopara’nın nakit akışı sorunlarını çözmek ve ticari işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırma misyonunun dijital dönüşümle nasıl evrildiğini anlatır mısınız?
Figopara’nın kuruluşunda bugüne en temel hedefimiz, KOBİ’lerin nakit akışı sorunlarını çözmek ve finansmana erişimlerini kolaylaştırmak. Türkiye’de işletmelerin yaşadığı en büyük problemlerden biri, fatura vadelerinin uzunluğu ve bu süreçte nakit akışının bozulması. Biz bu noktada dijital dönüşümün sunduğu hız ve şeffaflık avantajlarını finans dünyasıyla entegre ettik. Süreçlerin tek ekranda dijital olmasıyla kullanıcılara büyük kolaylık sağlıyoruz.
Bugün Figopara sadece finansmana erişimi kolaylaştıran değil, aynı zamanda geliştirdiğimiz teknolojiyle veriye dayalı karar mekanizmalarını KOBİ’lerin geleceğini daha sağlıklı planlamasına yardımcı hale getiren bir platform. Yani dijital dönüşüm bizim için yalnızca bir araç değil, misyonumuzu sürekli geliştiren bir yol arkadaşı. Dolayısıyla önceden sadece geleneksel finansal süreçleri dijitalleştirmekle sınırlı olan çözümler, bugün veriye dayalı karar mekanizmaları, yapay zekâ destekli risk analizleri ve API tabanlı entegrasyonlarla çok daha hızlı, şeffaf ve kullanıcı dostu hale geldi. Bu dönüşüm sayesinde fintekler, sadece alternatif bir finansal kanal olmaktan çıkıp bankalar, KOBİ’ler ve yatırımcılar arasında köprü kuran, daha erişilebilir ve ölçeklenebilir bir ekosistem yarattı diyebilirim.
- KOBİ’lere finansman sunarken “tedarikçi finansmanı”, “fatura finansmanı”, “spot kredi” gibi ürünler sunuyorsunuz. Bu ürünlerin dijitalleştirilmesi noktasında müşteri deneyimini iyileştirmek için yaptığınız teknolojik iyileştirmeler nelerdir?
Tedarikçi finansmanı, fatura finansmanı ve spot kredi gibi ürünlerimizi dijitalleştirmek için kullanıcı odaklı bir yaklaşım benimsedik. İşletmeler, Figopara platformu üzerinden tek tıkla teklif alabiliyor, tek ekranda bankalar arası karşılaştırma yapabiliyor ve başvurularını dijital ortamda tamamlayabiliyor.
Son dönemde yapay zekâ ve makine öğrenmesiyle geliştirdiğimiz FigoSkor sayesinde işletmelerin risk profilleri anında analiz ediliyor. Bu da hem bankalar için kredi karar süreçlerini hızlandırıyor hem de KOBİ’lerin daha uygun koşullarda finansmana erişimini sağlıyor. Böylece, müşteri deneyiminde hız, şeffaflık ve güveni bir arada sunuyoruz. Bir üst versiyona taşıdığımız FigoSkor Pro ile de alıcı şirketlerin çalıştığı tedarikçilerinin, bayilerinin finansal riskleriyle ilgili önemli iç görüler hazırlıyoruz.
“Önce güvenlik, sonra hız”
Açık bankacılık, ödeme lisansları ve veri merkezi gibi konularda alınan kararlar süreçlerinizi nasıl etkiledi? Hem hız hem güven açısından dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
Açık bankacılık bizim için oyunun kurallarını değiştiren bir gelişme oldu. Banka entegrasyonlarını daha hızlı yapabilmemiz ve müşterilere çok daha geniş bir finansman havuzu sunabilmemiz mümkün hale geldi. Ödeme lisansı tarafında ise, İş Bankası’nın teknolojisi olan TekCep ve TekPOS gibi ürünleri portföyümüze katmamız hem regülasyon uyumluluğumuzu artırdı hem de kullanıcıların finansal işlemlerini tek platform üzerinden yapabilmesini sağladı. Veri merkezi tarafında aldığımız kararlar da güvenliği ön plana çıkarmamıza olanak tanıdı. Burada dengeyi “önce güvenlik, sonra hız” mottosuyla kuruyoruz. Çünkü finansal işlemlerde güveni kaybettiğinizde hızın hiçbir anlamı kalmıyor.
- Figopara’nın bankalarla entegrasyonları ve TekCep/TekPOS’un satın alınması gibi adımlar iş modelinizi nasıl etkiledi? Bu tür entegrasyonlar, finansman maliyetleri ve teklif alma süreçlerinde ne gibi avantajlar sağladı?
Bankalarla kurduğumuz entegrasyonlar sayesinde müşterilerimiz anında çoklu teklif alabiliyor ve finansman maliyetlerini düşürebiliyor. TekCep ve TekPOS satın alımları ise iş modelimize yeni bir boyut kazandırdı. Artık sadece finansmana erişim sağlayan değil, aynı zamanda ödeme ve tahsilat süreçlerini de kapsayan uçtan uca bir platformuz. Bu entegrasyonlar, teklif alma süresini günlerden dakikalara indirirken, işletmeler için maliyet avantajı da yaratıyor.
- Finansal teknolojilerde hız, maliyet ve güvenliği birlikte eksiksiz sağlamak zor olabilir, siz bu üç unsur arasında dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Fintech dünyasında bu üç unsuru aynı anda sağlamak gerçekten zor ancak Figopara olarak bunu bir “trade-off” gibi değil, “birlikte gelişen unsurlar” olarak görüyoruz. Hız için otomasyon, API entegrasyonları ve yapay zekâ tabanlı süreçleri kullanıyoruz.Maliyet içinişletmelerin rekabetçi teklifler almasını sağlayarak doğal bir maliyet avantajı sunuyoruz.Güvenlik içinse; regülasyonlara tam uyum, güçlü veri merkezi altyapısı ve sürekli sızma testleriyle hareket ediyoruz.
Bunları bir arada düşünüp uygulayınca, müşterilerimizin bize olan güveni en büyük başarımız oluyor.
- Gelecek planlarınız neler? Örneğin yurtdışı genişleme, yeni finans ürünleri veya teknolojik yenilikler açısından Figopara’yı önümüzdeki 1–2 yılda nerede görüyorsunuz? Hedeflerinizin dijital dönüşüme katkısı nedir?
Önümüzdeki 1–2 yıl bizim için ölçeklenme dönemi olacak.Öncelikle yakın coğrafyamızda, Türkiye ile benzer KOBİ yapısına sahip pazarlarda varlık göstermeyi planlıyoruz. KOBİ’lerin sadece finansmana değil, nakit akışlarını yönetecekleri dijital araçlara da ihtiyacı var. Bu nedenle ödeme çözümleri, tahsilat yönetimi ve açık bankacılık tabanlı yeni ürünler geliştirmeye devam edeceğiz.Yapay zekâ destekli risk analizi ve alternatif veri kaynaklarıyla KOBİ’lere daha adil finansman sunmaya devam edeceğiz. Dijital dönüşüm bizim için sadece bugünün iş yapış şekillerini kolaylaştıran bir süreç değil, aynı zamanda KOBİ’lerin gelecekte daha dayanıklı, rekabetçi ve sürdürülebilir olmasının anahtarı.


