Hüseyin Karayağız: Artık güvenilir veri, veri güvenliğinden daha önemli

– Türkkep Kurucu Ortağı Hüseyin Karayağız


Pelin Karamış: Türkkep, kendi kaynaklarıyla yurt dışında büyüyecek

– TÜRKKEP Yönetim Kurulu Başkanı Pelin Karamış



Türkkep’in kuruluş hikayesinden kısaca bahseder misiniz?

Hüseyin Karayağız (H.K.): 2008 yılında kurucu ortaklarımızla kendi altyapımızı ve teknolojimizi geliştirerek dünyaya teknoloji ihraç edebilme motivasyonuyla ve kağıtsız bir dünya hayaliyle Türkkep’i kurmak için çalışmalara başladık. Bu fikri oluştururken ilk hedef kitle olarak bankaları düşündük. 2012 yılının sonunda Kayıtlı Elektronik Posta Kanunu’nun çıkmasının ardından BTK yetkisini alarak 2013 Mayıs ayında ilk faturamızı kestik ve resmen faaliyetlerimize başladık.

Mühendis şapkasıyla baktığımda; fiziksel dünyada olan her şeyin dijital dünyada bir şekilde karşılığı olduğunu düşünüyorum. Çok sık karşılaştığımız dijital ikiz kavramından bahsediyorum. Devletin de bir dijital ikizi olabilir. Kamu kurumlarının, özel şirket ve bireylerin ıslak imzalı değerli evrak yazışmalarınında  dijital ikizi olabilir. KEP değerli dijital evrak taşıma sistemidir, kamudan şirketlere ve bireylere giden değerli dijital evrakların taşınması dışında bireyler ve şirketler arası değerli dijital evrakların e-imzalı taşınması da aslında e-devlet dijital otobanın oluşmasıdır.  

Fiziksel dünyada bir kişinin iş yapabilmesi için bir kağıda yazılan sözleşme için 3 süreçten bahsedebiliriz. Önce kimliğe bakılır, ıslak imza atılır ve kişinin fiziksel adresinin belirtilmesi gerekir. Bunlar olmadan ticaret yapamazsınız. Bunların dijital dünyadaki karşılığını e-imza, kimliğin tanınması ve kimliğin sahibinin doğrulaması şeklinde tanımlayabiliriz. Dijital dünyada kimliğin sahibinin doğru ve gerçek kişi olup olmadığının anlaşılması büyük bir sorun. Herhangi bir adresten gelen bilgilerin doğruluğu kadar kimden geldiği, gelen kişinin doğru ve gerçek kişi mi olduğu çoğu zaman bilinmiyor. Bunu takip etmek için araya bir bilirkişi ihtiyacı doğuyor.

Bir başka husus… Fiziksel dünyadaki sözleşmelerde aynı kağıttan tüm taraflar için birden fazla kopya alınması gerekiyor. Eğer birbirimize güveniyorsak kopyaları alıp dağılıyoruz. Güvenmiyorsak ya da kurumsal süreçler için noterin de onayı gerekiyor. Dijital dünyada hem adresi doğrulayan hem de noter süreçlerini yürüten taraf KEP altyapısıdır.

  • KEP altyapısı nedir ve neden gerekli?

H.K: Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) altyapısı, e-devlet tarafından regüle edilmiş bir dijital araçtır. KEP, kimliği doğrulanmış bir noktadan (kişi ya da şirket) başka bir noktaya taşınan dijital evrakın her adımda adımlarının kayıt altına alındığı ve değişmezliği garanti altına alınan bir e-altyapıdır.

PTT’nin uzun yıllarca yaptığı işin dijital versiyonu gibi düşünebiliriz. Bunun olabilmesi için KEP adresi kullanıcılarının servis sağlayıcı tarafında doğrulanması gerekiyor. Biz, uzun yıllardır fiziksel bir süreç olan doğrulama işini dijitalleştiriyoruz. KEP mailleri gönderebilmek için karşı tarafın da bir KEP adresi olması gerekiyor. Farklı KEP servisleri birbirlerine posta gönderebiliyor. Fiziksel hayattaki doğrulayıcı ve onay mekanizması olan noterden farklı olarak içeriği kontrol etmiyoruz, sadece kaynağını ve alıcısını doğruluyoruz.

Bu açıdan baktığınızda çok temel bir soru sormamız gerekiyor. Güvenli veri mi, güvenilir veri mi? Veri çalınabilir, bunun olmaması için güvenliği artırmanız lazım. Veri güvenliğini sağladınız ve çalınmadı. Peki ya güvenliğini sağladığınız verinin içeriği yanlışsa ya da doğru kaynaktan gelmiyorsa? Muhtemelen bundan haberiniz olmayacak. Dijital dünyada güvenilir veri kavramı, en az veri güvenliği kadar önemli bir hal alıyor.

KEP altyapısı sayesinde Türkkep gibi şirketler güvenilir 3.taraf olarak dijital dönüşümde önemli oyuncu haline geliyor. Biz şirketlerin ya da bireylerin yazışmalarında güvenilir partnerleriyiz. Süreci güvenilir halde başlatıyoruz, yürütüyoruz ve istenirse saklıyoruz. Bu saklama hizmetimizin adı e-saklama ve saklama anından itibaren değişmediğinin ve orjinal hali ile kalmasını garanti ediyoruz. Fiziksel dünyadaki noterlerin bir kağıt kopyayı saklama hizmetinin amacı da zaten orjinal bir kopyasını tutmaktır.

KEP hizmet sağlayıcıları olarak kişileri ve şirketlerin kimlik bilgileri ile  fiziksel adreslerini dijitalleştiriyoruz ve tekilleştiriyoruz. Ve bu adresleri tüm kamu ve özel şirketler kullanabilir.  Ancak, benzer şekilde Bankalar, fintekler, diğer finans kuruluşları ya da GSM operatörleri kişileri doğrularken kendi süreçleri için kişilerin kimlik bilgilerini ve adresleri alarak yeni müşteri kimliği oluştururlar (telefon no, hesap no, kredi kartı no gibi). Ve, o kişiye ulaşmak için farklı adres ve ulaşma yöntemleri oluşturmaya çalışırlar.  Ancak, KEP adresini tekilleştirme amaçlı kullanmayı seçerlerse  birçok süreç regüle edilirken hem kimlik hem adres doğrulama ve teslim onay süreçleri güvenilir ve garanti altına alınmış oluyor. 

  • Halihazırda Türkkep’te kaç kullanıcınız var? Bu sayılardaki artış trendini biraz yorumlar mısınız?

H.K.: 2025 Ekim ayı itibarıyla kurumsal ve bireysel müşteri olarak toplamda bireysel kullanıcı sayımız 1 milyonu geçti. 150 bin civarı da kurumsal (şirket) kullanıcımız var. Ptt KEP ve Noter KEP’in önünde pazarın müşteri sayısı bakımından %55’ine sahibiz. Yaklaşık 150 civarı iş ortağımızla yerinde KEP adresi veriyoruz. Bankalar ve çözüm ortaklarıyla birlikte bu sayıda 200’ü buluyor.

2024 yılında edindiğimiz kullanıcı sayısı öncesindeki öncesindeki 9 yılın toplamı kadar. Amacımız öncelikle KEP sayısını artırmak en son değişen kanunla birlikte KEP İK gibi ürünlerle bunun hızla artacağını düşünüyoruz.  Devletin de sunacağı dijital kimlik doğrulama servisi gibi servisler de KEP sayısındaki artışa destek olacaktır.

Önümüzdeki 3 yıl içerisinde 2.5-3 milyon bireysel adres ve 500 bin kurumsal adresi geçeceğimizi düşünüyoruz.

  • KEP kullanımı konusunda yasal mevzuat ne durumda?

HK: KEP’in kullanımının yaygınlaşması dijitalleşmenin tabana yayılması için büyük öneme sahip.  Güncel regülasyonlar, KEP’i bankalar, kamu kurumları, şirketler ve bireyler için kurumsal yazışmalarda bir alternatif olarak sunarken henüz bir zorunluluk yok. Bazı bankalar çeşitli işlemlerde KEP kullanma şartı koşabiliyor. Yasalarımız gereği, anonim, limited ve komandit şirketler KEP adresi almak zorunda. Ancak henüz kullanma zorunluluğu yok, sadece tavsiye niteliğinde.

Fiziksel dünyada 3 şey var: Kimlik, imza, adres. Dijital dünyada ise elektronik kimlik, elektronik imza ve KEP var. Yasalarımız gereği, bu üç unsurun da Türkiye’deki vericisi farklı. Elektronik kimliği Nüfus ve Vatandaşlık İdaresi, elektronik imzayı elektronik imza servis sağlayıcılar, KEP’i de bizim gibi altyapı sağlayıcılar veriyor. Yürürlükte kanuna göre, KEP ve elektronik imzayı aynı şirketler geliştiremiyor. Örneğin biz elektronik imza satıyoruz ama başkasının ürettiklerini veriyoruz. Bir bakıma satıcı konumundayız, işlevsel sürece karışmıyoruz.

Öte yandan, KEP şirketi çoğunluk olarak bir e-imza şirketi kuramıyor veya ortak olamıyor, ortaklarının farklı olması gerekiyor. Taşıyıcı firma ile e-imza onaylayan firmanın aynı olmasının önüne geçiyor. Bu aslında bir bakıma kuvvetler ayrılığı anlamına geliyor. Aslında altyapı regülasyon anlamında çok güçlü ve kanunlar çok etkin bir şekilde kurgulanmış durumda. Bu kurgu ve sistemler blockchain sistematiğinin regüle olması anlamına da geliyor. E-imza sağlayan bir blok, kep adresi bir blok, e-kimlik bir blok, zaman damgası bir blok ve şifre girip sistemi akıtan birey de bir blok ve bunlar bir değişmezlik zinciri oluşturarak güvenilir bir e-devlet hizmet oluşturuyor. Regüle blockhain dememizin veya benzetmemizin amacı da bunu göstermektir.

Bireylerin ve şirketler arasında KEP, e-imza gibi ürünlerin yaygınlaşması devlet hizmetlerinin dijitalleşmesi açısından çok önemli. Bu hizmetler e-devletin bir tür e-altyapı hizmetleridir. Nasıl ki noter devletin fiziksel dünyadaki bir aygıtı ise KEP hizmet sağlayıcılar da noterler gibi doğrulama ve onaylama bakımından e-devletin dijital destekçileri, e-aygıtıdır diyebiliriz. Öte yandan, fiziksel görünürlük ve merasim gerektiren bazı işlemlerde gerekli olmaya devam edeceği için noterler gelecekte de var olmayı sürdürecek.

  • KEP altyapısının yaygınlaşması sonrasında kurguladığınız yeni hizmetler neler?

H.K.: Mevcut ürün ve hizmetlerimizin yanı sıra son yıllarda üzerinde çalıştığımız en önemli çözümlerden biri de dijital saklama. Bu kavram henüz çok net olarak anlaşılmış değil. Ancak çok yakın bir gelecekte bu kavramın önemi anlaşılacak. Günümüzde noter ile fiziksel olarak onaylanan belgelerin uzun yıllar boyunca saklanması lazım. Zaten noterlerin aldığı masrafların büyük bir bölümü de bu saklama hizmeti içindir.

Belgelerin ve işlemin niteliğine göre bu saklama süreleri değişiyor ve 20 yılı bulabiliyor. KEP üzerinden e-imza ile onayladığınız doğrulayıp yolladığınız veya aldığınız elektronik postaların da e-saklanması gerekiyor. Yeni hizmetimiz tam olarak bu ihtiyaca yanıt veriyor, posta kutusundan ayrıca e-saklama alanında bir nevi değişmezlik arşivine kaldırıyoruz ve mahkemelerde orjinal kopya sorulduğunda tedarik edebiliyoruz.

  • Dijital saklama hizmetinizi biraz daha detaylandırır mısınız?

H.K.: KEP adresleri aslında sahipliği doğrulanmış fiziksel dünyadaki “teneke posta kutusu“ gibi. Kutuların sahipleri, anahtarı ile sisteme giriyor, posta gönderiyor, alıyor, okuyor, bizden ayrıca saklama hizmeti talep etmediği sürece içindekileri silebilir çöpe atabilir. Kişiler ya da şirketler kendilerine ait belgelerin, postaların bulunduğu kutuları kendisi yönetiyor. Artık KEP sahipleri, kutularındaki postaları değişmezligi garanti olacak şekide saklama hizmeti alabilecek. Zaman damgasının yanı sıra postaların orijinalinin değiştirilmediğine dair güvence de veriyoruz.

Türkiye’de kağıtları saklama kanunu uyarınca, üretilen belgelerin, evrakların saklanması için süreler belli. Örneğin, şirketlerin maaş bordrolarını 40 yıl boyunca saklanması gerekiyor. Yine aynı şekilde dijital evrakların saklanması ile ilgili mevzuat da var. İlgili saklama kanununda, dijital evrağın saklanma süreleri 40-50 yıl olarak belirlenmiş.

Finansal işlemlerde Takasbank ve Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun işlevleri gibi düşünün. Bankaların da mevzuat gereği arşiv işlemleri için inşa ettikleri binalar var. Biz saklama hizmetimizle bu işlemi dijitalleştirmiş oluyoruz. Ayrıca, saklama hizmeti ile muhafaza ettiğimiz belgelerin, postaların kanuni geçerliliği de var. Yasal mevzuatlar da bu belgelerin gerçekliğini, doğruluğunu kabul ediyor.

  • Regüle Dijital (Reg-Tech) hizmetler bakımından bizi nasıl bir gelecek bekliyor?

H.K.: Türkiye’de dijital devlet için e-altyapı konusunda 10 yıldır üzerinde çalışılan önemli bir konu daha var: Elektronik kimlik ve kimlik doğrulama hizmet sağlayıcılığı. Nüfus ve Vatandaşlık İdaresi tarafından verilen elektronik kimlik, KEC (Kimlik Erişim Cihazı) ve  entegre kimlik doğrulama hizmeti ve servisinden bahsediyoruz. Bu servis sayesinde bankalar veya fintekler KEC ve KDHS kullanarak elektronik kimlikler ile kendi debit veya Kredi Kartı hesabına bağlı çözüm geliştirecekler: Özetle: ekimlik kartları “yerel” kredi kartı gibi kullanılabilecek.

 Küresel ödeme servis sağlayıcıların sunduğu hizmet altyapısı elektronik kimlikler için de Türkiye’de kuruldu. Ödeme servis sağlayıcıları sunduğu, üzerinde çip olan kredi kartlarının doğrulanmasını sağlayan POS benzeri cihazları düşünün. Kartın üzerindeki çip ile POS cihazlarının içindeki çipler işlemleri ve kişileri doğruluyor, kart şifrelerimiz de işlemi onaylıyor. Aslında kredi kartlarımızdaki şifreler, e-imza işlevi görüyor. POS cihazı da işlemin nerede yapıldığını doğrulayan bir adres gibi. Bankaların kullandığı bu sistemin kimlik için kullanılan versiyonu var. Bu sistemde ödemelerde kullanılan POS cihazının ismi artık KEC (Kimlik Erişim Cihazı).

Sistemin yaygınlaşmasıyla bankalarda, kamu dairelerinde bu cihazlar olacak ve siz kimliğinizi cihazlara takarak (okutarak) kimliğinizi doğrulamış olacaksınız. KEC’ler ile POS cihazlarının çalıştığı yapı birebir aynı. Devlet, kimliğin varlığı ve doğrulanması gereken yerlerde biyometrik parmak izli KEC kullanımını zorunlu kılabilir. Biyometrik doğrulama özelliği fiziksel olarak işlem esnasında orada olduğunuzu garanti etmiş olacak. Noterlerde, evlendirme merkezlerinde kullanılmaya başlandı. Yakında bankalarda ve finans kurumlarında da yaygınlaşacaktır. Yani kimlik kartlarına debit kartlar bağlanabilir ve bunlar ödemeler yapılabilir. Eğer Türkiye bu süreci başarıyla neticelendirebilirse dünyada benzerleri olmasına karşın en iyi örneklerden biri olacak.

Türkkep olarak henüz kimlik doğrulama doğrulama hizmet sağlayıcısı yetkisini almadık ancak planlarımız arasında yer alıyor.


  • Türkkep’in yeni dönemdeki temel hedefleri, motivasyonu ne olacak?

P.K.: Öncelikle kendi ürün yelpazemizi günümüzdeki istekler, ihtiyaçları ve problemleri yönelik hazırlarken,bir taraftan gelecekteki problemlerin önüne geçmek içinde çalışıyoruz.   Yeni dijital ürünlerimizi yeşil dönüşüm tabanlı (çok az kağıt ve su kullanımı)  yapmak ilk hedefimiz. Bu hususta da önemli adımlar atıyoruz. Hem dijital hem de yeşil dönüşümü destekleyecek firmaları bünyemize katarak veya yeni iş birlikleri yaparak ilerlemek amacımız. Yakın gelecekte  Türkkep çatısı altında faaliyet gösterecek e-dönüşüm süreçlerini iyileştirecek (Yapay Zeka destekli)  şirketleri değerlendirmek var diyebilirim.

Yurt dışı açılımı olarak dijital otoban (e-otoban) dediğimiz e-altyapı hizmetlerini Türkiye dışına öncelikli olarak Arvrupa’daki Türk diasporasına, Türki Cumhuriyetlere ve Orta Doğu ülkelerine taşımak istiyoruz. Türkiye’de yaklaşık 15 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığımız uzmanlık alanımız olan KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) altyapıyı, Azerbaycan, Irak, İran, Suriye, Özbekistan gibi ülkelere ihraç etmek istiyoruz. Bu bölgelerin dijital otoban üzerinden süreçlerini yürütmesini sağlamak ve bu coğrafyaların KEP e-imza, e-kimlik alanında gelişimine öncülük etmek istiyoruz.

Türkiye, elektronik imza kanunun çıktığı 2004 yılında bu yana dijitalleşme konusunda çok önemli yollar katetti. Artık bu alanlarda Türkkep gibi çok önemli şirketler doğdu ve büyüdü. Bizim artık bu alandaki tecrübelerimizi ihraç etmemiz gerekiyor. Esasında regülasyon deneyimimizi ve teknolojiyi geliştirirken aynı anda ihraç edebilirsek bahsi geçen bölgelerin e-dönüşümü yanında yeşil dönüşümlerini de önemli destekler sağlayabiliriz.

  • Ürün ve hizmetlerinizi yurt dışına taşırken hangi stratejileri izleyeceksiniz?

P.K.: Hem yatırımcı olarak hem de olası stratejik yatırımcılar ile bu coğrafyalara girmek istiyoruz. KEP dışında, e-fatura, e-imza gibi tüm sistemleri o ülkeler ile regulasyon ve teknik boyutta entegre edebiliriz. O bölgelerde, ülkenin regülasyonlarına, kanunlarına hâkim, sektör deneyimine sahip yatırımcılar ve yerel ortaklarla ilerlemeyi planlıyoruz.

Hedeflediğimiz ülkelerin çoğunda henüz KEP, e-imza ve e-kimlik altyapısı yok, bazılarında parçalı veya farklı uygulamalar mevcut. Aslında biz teknolojimizi ve bilgi-birikimlerimizi daha geniş coğrafyalara yaymak ve girdiğimiz ülkelerin dijitalleşme serüvenine ortak olmak istiyoruz. Gideceğimiz ülkelerde önce regülasyonun oluşmasına destek olurken altyapıların kurulması sağlamayı ve en önemlisi de Türkiye’nin regüle dijital teknolojiler ve  e-altyapı  ihracatçı kimliğini temsil etmeyi hedefliyoruz.

  • Gelecek dönemde Türkkep olarak yeni çözümler planlıyor musunuz?

P.K.: Kayıtlı elektronik posta, e-fatura benzeri ürünlerimizin yanı sıra KEP İK gibi farklı ürünlerimiz var. Buna benzer ürünler geliştirmeyi planlıyoruz. Biz aslında piyasaya, kurumsal hayatın ihtiyaçlarına göre şekilleniyoruz. Şirketlerin taleplerine yönelik çözümler geliştiriyoruz, mevcut ürünleri yeniden dizayn edebiliyoruz ya da yeni ürün çıkarıyoruz. Sadece bu konu üzerinde çalışan yerinde Ar-Ge departmanımız var.