Teknoloji, artık eğitimin ayrılmaz bir parçası. Öğretmenlerin ve öğrencilerin dizüstü bilgisayarları, tabletler, akıllı tahtalar, medya oynatıcılar, yazıcılar, hoparlörler ve kameralar okullardaki teknolojik cihazlar içinde yer alıyor. Bu cihazların önemli bir kısmı bir ağa bağlı olduğundan öğrenciler web sayfalarına, işbirliğine dayalı farklı yazılım programlarına ve diğer uygulamalara bu cihazları kullanarak bağlanabiliyorlar.
Siber güvenlik şirketi ESET, sınıflarında teknolojiyi kullanan çocukların nasıl güvende kalabileceklerini inceledi. Çocukların çevrimiçi güvenliğini sağlamak için kullanılabilecek uygulamalar hakkında önerilerini aktararak nelere dikkat edilmesi gerektiğini paylaştı.
Dizüstü bilgisayarlar, tabletler ve akıllı telefonlar
Sınıflarda dijital öğrenim için kullanılan en yaygın cihazlar dizüstü bilgisayarlar, tabletler ve akıllı telefonlardan oluşuyor. Okul tarafından verilen cihazlarda, kurumun erişimi izlemek ve içeriği kontrol etmek için kullanılan bir güvenlik ilkesi olduğundan emin olun. Buna ek olarak şu soruların yanıtını arayın:
-Öğrenciler sınıfta ekran başında ne kadar süre geçiriyor?
-Öğrenciler okuldayken internete erişmek, başkalarıyla iletişim kurmak ve hatta sınıf etkinliklerine katılmak için kendi cihazlarını kullanmalarına izin veriliyor mu?
-Çocukların cihazları eve getirmelerine izin veriliyor mu?
Bu sorulara verilen yanıtlar, bu cihazların güvenliğini sağlamak için ne kadar kapsamlı adımlar atmanız gerektiği konusunda belirleyicidir. Akıllı telefonlar gibi kişisel cihazlarda da çocuğun okulda ve dışarıda cihaz kullanımını yakından takip etmek için bir mobil cihaz güvenlik çözümü kurmanız faydalı olabilir.
Öğrenim yönetim sistemleri
Öğrenciler ve öğretmenler belgeler yüklemek ve bunlara erişmek, ev ödevi planlamak, ödevleri notlandırmak ve daha fazlası için öğrenim yönetim sistemlerini kullanıyorlar. Reklamlar ya da istenmeyen e-postalar olmadığı ve güvenli erişim olduğu için bu araçların çoğu oldukça güvenli kabul edilir. Bununla birlikte ebeveynlerin, Google Classroom gibi platformlar kullanıldığında, bu platformların yönetilmesi ustalık isteyen mesaj panoları olduğunu göz önüne almaları gerekir.
E-posta
Birçok mesajlaşma ve e-posta iletişimi kontrollü ortamlarda gerçekleşir. Ancak çocukların kendi e-posta adresleri olması, öğretmenler ve diğer öğrencilerle iletişim kurmak için bu adresleri kullanmaları alışılmadık bir durum değildir. Öncelikli olarak çocuğunuzu en iyi güvenlik uygulamaları ve e-posta kaynaklı tehditler hakkında eğitmelisiniz. Kimlik avı hırsızlığı e-posta güvenliğine yönelik en büyük tehditlerden biri olmayı sürdürüyor. Parolaların, kişisel bilgilerin ve hatta fotoğraflar gibi hassas medya dosyalarının paylaşılması, e-posta konusunda yaygın güvenlik açıkları arasındadır. Birçok çocuk şüpheli ya da bilinmeyen dosyaları açmamaları gerektiğini bilmez. Onlarla bu konularda konuşun ve herhangi bir şeye tıklamadan önce ya da e-posta aracılığıyla bilgi paylaşmadan önce iki kez düşünmeleri ya da size danışmaları konusunda onları teşvik edin.
Ebeveynler için diğer bir seçenek çocuklarının e-posta hesaplarını ayarlamalarıdır. Gmail gibi yaygın kullanılan sağlayıcıların ötesinde, çocuklar için birkaç tümleşik koruma katmanı daha sağlayan e-posta sağlayıcılara göz atılmasında yarar var.
Video, iş birliği ve sosyal öğrenme
Uzaktan eğitim yapmak için salgın süresince Zoom gibi video konferans çözümlerinden faydalanıldı. Bazı durumlarda Zoom sınıfın kendisi oldu. Şimdi de çocuklar bazen tamamen yüz yüze bazen uzaktan, bazen de her iki uygulamanın birlikte kullanıldığı yöntemlerle derslere devam ediyorlar. Birçok işbirliği ve sosyal öğrenim platformunda video, öğrencilerin çalışmalarını paylaşma, geri bildirimde bulunma ve hatta mesajlar gönderme yollarından biridir.
Video, iş birliği ve sosyal öğrenme platformlarıyla ilgili iki öncelikli kaygı erişim ve yönetimdir. Bu platformlara erişimi kontrol etmek bir öncelik olmalıdır. Örneğin, Zoom sınıfları parola korumalı olsa da bu sınıflar Zoom baskını gibi şeylerden muaf değildir. Bu platformlarda paylaşılan, söylenen ya da gönderilen şeyleri yönetmek de zordur. Erişim ve paylaşım ile ilgili koruma önlemleri olduğu kadar, öğrenci etkileşimlerini yönetmek için kullanılacak güçlü özellikler sunan çözümler bulunmasını öneriyoruz.
Son olarak, ebeveynler çocuklarının cihazlarında güvende kalmalarını sağlamak için üretilen güvenlik çözümlerine güvenebilirler. Birçok okul, öğrencilerine verdikleri de dahil olmak üzere, kendi cihazlarının güvenliğini zaten sağlıyor. Ancak, ebeveynler öğrencilerin evde internete bağlanmak için kullandıkları kişisel cihazlara bir başka koruma katmanı daha ekleyebilir.