Matriks’in kurumsal yolculuğuna baktığımızda, aslında her dönem farklı bir teknolojik gelişmeyi ve pazar ihtiyacını merkeze aldığımızı görüyoruz. Hayalimiz, bu veri ve platformları herkes için kolay erişilebilir ve kullanılabilir hale getirmekti. Alanında birçok ilke imza atan ürünlerimiz hem bizi hem de kullanıcılarımızı dönüştürdü.
Matriks Finansal Teknolojiler Genel Müdür Yardımcısı Cem Tutar
Matriks 2003’te veri dağıtımıyla başladığında bir yazılım ofisiydi, bugünse uçtan uca finansal teknoloji şirketi konumunda. Bu dönüşümü siz nasıl tanımlıyorsunuz?
22 yıl önce, kullanıcılarımızın sadece veriye ulaşmasını değil, bu verilerle daha güçlü ve kolay yatırım kararları alabilmelerini ve bu kararları hızla işleme dönüştürebilecekleri platformlar geliştirmeyi amaçladık. Hayalimiz, bu veri ve platformları herkes için kolay erişilebilir ve kullanılabilir hale getirmekti. Alanında birçok ilke imza atan ürünlerimiz hem bizi hem de kullanıcılarımızı dönüştürdü. Bireysel ve kurumsal kullanıcılarımızla birlikte daha fazlasını hayal etmek, yeni fikirler geliştirmek bugün de geleceğe yönelik dönüşümümüzün temel kaynağı.
Bugün, altın fiyatlarını ara ara takip eden bireysel yatırımcıdan, saniyenin milyonda birinde karar veren algoritmalara, profesyonel yatırımcılardan ve ülkemizin önde gelen finans kuruluşlarına kadar milyonlarca yatırımcıya hizmet veriyoruz. Herkes için bir adım ötesine hazır olmak konumumuzun bize getirdiği bir zorunluluk.
2021 yılında gerçekleştirdiğimiz halka arzımıza da değinmeliyim. Ülkemizin halka açık ilk Finansal Teknoloji şirketi ve sektörün bir parçası olarak yatırım dünyasıyla birlikte yeni hikayeler için dönüşmeye devam ediyoruz.
2023 itibarıyla unvanınızı “Finansal Teknolojiler” olarak değiştirdiniz; bu adıma yol açan stratejik kararları nasıl özetlersiniz?
Uçtan uca ortak ve kesintisiz bir deneyim sağlamak konusundaki çalışmalarımızın bizi bu noktaya doğal olarak getirdiğini söyleyebilirim. Matriks belki de birçok yatırımcı tarafından, üst düzey işlem platformları, web çözümleri veya Türkiye’de bir ilk olan cep telefonları üzerinden finansal veri ve işlem uygulamaları ile tanınıyor.
Ancak bu ürünlerin arkasında her gün milyonlarca kullanıcıdan gelen milyarlarca veri talebine yanıt veren müthiş bir veri yayın altyapısını, emir ve risk yönetimi ürün ailesini, HFT’den piyasa yapıcılığa, kurumsal ve bireysel algoritmalardan grid-botlara, algoritma pazar yerinden yapay zeka desteğine kadar algo-trade ürünlerini veya para piyasalarında, likidite sağlayıcıdan son kullanıcıya ve tezgah üstü ürünlere kadar çözümlerimizi saydığımızda veri sağlayıcılığının çok ötesine geçtiğimizi söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Derin uzmanlıkların gerekli olduğu finansal teknolojiler alanında oluşturduğumuz ve geliştirme gayretinde olduğumuz ekosistemimizi de bu dönüşümün içinde anmalıyım.
Yakın zamanda tamamladığınız FPGA tabanlı HFT ve piyasa yapıcılık platformu, verimliliği nasıl artırıyor ve Türkiye sermaye piyasalarına ne tür bir rekabet avantajı sağlıyor?
FPGA ve yazılım bileşenlerinden oluşan bu yeni nesil hibrit altyapı, ortalama 2 mikro saniye seviyesindeki tick-to-trade gecikmesiyle, Borsa İstanbul’da HFT ve piyasa yapıcılık faaliyetlerinin etkin biçimde yürütülmesine olanak tanıyor. Bu yenilikçi çözüm, düşük gecikme süreleriyle çalışan algoritmik işlem altyapılarına olan ihtiyacın arttığı günümüzde, Türkiye sermaye piyasalarında ileri teknolojiye dayalı rekabet avantajı sunuyor.
Uzun yıllardır HFT alanında uzmanlaşmış, yüksek performansa odaklı sayısal tasarım ve yazılım mühendisliği ekibimiz bu fazın tamamlanmasının ardından sistemin tamamının FPGA üzerinde çalışacağı yeni nesil versiyonu için çalışmalara başladı. Yeni proje tamamlandığında, platformun tick-to-trade gecikmesinin ortalama 350 nanosaniye seviyesine düşürülmesi hedefleniyor ki bu global alanda da rekabetçi bir vizyonun parçası.
Geleneksel sermaye piyasası ile kripto varlık ekosistemi birbirini dönüştürerek daha fazla yakınlaşacak
Rootech kripto altyapı girişiminiz SPK başvurusunu yaptı. Bu girişiminiz ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Token ekonomisinin önemli fırsatlar sunduğuna inanıyoruz. Geleneksel sermaye piyasası ile kripto varlık ekosistemi arasındaki geçişkenliğin artacağını ve bu iki dünyanın birbirini dönüştürerek giderek daha fazla yakınlaşacağını öngörüyoruz. Bu vizyonla Rootech çatısı altında hayata geçirdiğimiz roobit_ markasının, hem kurumlar hem de bireysel yatırımcılar için bir kripto para borsası olmanın yanında, aynı zamanda güçlü bir teknolojik altyapı sağlayıcısı olarak stratejik bir köprü işlevi göreceğine inanıyoruz.
Kripto para ve blok zinciri alanında deneyimli uzmanlarla Matriks ekibinin tecrübesini bir araya getirerek güçlü bir ekip ve ileri düzeyde bir teknolojik altyapı oluşturduk. Farklı kurumların kullanımına da açılan altyapımızla sektör genelinde katma değer üretmeyi hedefliyoruz. Emir ve işlem teknolojileri, destek hizmetleri ile sürdürülebilirlik konularındaki derin tecrübemiz, geliştirdiğimiz çözümlere önemli bir avantaj sağlıyor.
SPK tarafından yürütülen regülasyon çalışmalarını sektörün sağlıklı gelişimi açısından son derece değerli buluyor uyum süreçlerimizi titizlikle ve özenle sürdürüyoruz. Bu çerçevede, gerekli hazırlıklarımızı tamamlayarak 30 Haziran itibarıyla resmi başvurumuzu gerçekleştirdik.
HFT ve OMS çözümleri ile risk yönetimini birlikte sunduğunuz yeni nesil altyapı, kurumsal kullanıcılar için ne gibi dönüşümler vaat ediyor? Bu bağlamda mevcut ürün/hizmet ve çözümlerinizden kısaca bahseder misiniz?
Bugünün hızlı piyasa koşullarında sadece hızlı işlem yapmak değil, bu işlemleri etkin yönetmek de kritik. HFT altyapımızı, milyonlarca emir mesajını anlık olarak işleyebilen, gelişmiş emir ve risk yönetimi araçlarımızla entegre ederek, kurumlara uçtan uca işlem, yönetim ve kontrol imkanı sunan kapsamlı bir mimari oluşturduk.
VİOP, Pay ve Borçlanma araçlarında, emir iletimi, risk yönetimi ve portföy takibi konusunda kullanıcı dostu, in-memory çözümlerimiz ve destek hizmetlerimiz ile yarattığımız farkın yanında bu entegrasyon ile mikro saniye seviyesindeki emir gönderim hızlarıyla piyasa yapıcılar ve yüksek hacimli yatırım yapan kurumlar için ciddi bir avantaj sağlanıyor. Şimdi de OMS NEXT ve ADK Server ürünlerimizle bu deneyimi bütünleştirerek hem izleme-yönetme hem de yatırımcı ürünlerinde fark yaratacak bir seviyeye taşımaya hazırlanıyoruz.
Gerçek zamanlı veri yayını konusunda günde 4 milyar bağlantı talepleri alıyorsunuz. Ölçeklenebilirlik ve süreklilik için nasıl bir altyapı stratejisi izliyorsunuz?
Gerçek zamanlı veri yayını konusunda günde 4 milyarı aşan bağlantı talebini karşılamak ciddi bir sorumluluk. Bu nedenle altyapı stratejimizi yalnızca bugünün değil, geleceğin ihtiyaçlarını da gözeterek tasarlıyoruz. Süreklilik, ölçeklenebilirlik ve güvenlik bizim için vazgeçilmez üç temel başlık. Bu kapsamda, birbirini aktif olarak yedekleyen dört farklı veri merkezi üzerinden hizmet veriyoruz. Bu merkezlerden üçü İstanbul’da, biri Ankara’da yer alıyor. Bu yapıyla internet bant genişliğimiz 125 Gbps’ye ulaştı. Böylece hem anlık yükleri daha verimli yönlendirebiliyor hem de herhangi bir noktadaki olası kesintiye karşı sistemin kesintisiz çalışmasını garanti altına alıyoruz.
Özellikle son yıllarda yaptığımız yatırımlarla tüm veri yayın altyapımızı yeniledik. Sunuculardan ağ cihazlarına, güvenlik sistemlerinden depolama çözümlerine kadar her şeyi güncelledik. Kendi ekiplerimiz tarafından geliştirilen, bağımsız ve Türkiye merkezli büyük veri ve veri yayın altyapımız sayesinde yüksek performanslı, yerli ve sürdürülebilir bir çözüm sunuyoruz.
Türkiye’de finansal okuryazarlık arttıkça, yatırım teknolojilerine ilgi nasıl değişiyor?
Finansal okuryazarlık ile yatırım teknolojileri bugün artık birbirini besleyen ve birlikte evrilen iki kritik alan haline geldi. Yatırımcılar piyasalarla tanıştıklarında, ilk başarılarının ardından genellikle “her şeyi çözdüm” duygusuna kapılabiliyorlar. Ancak zamanla, doğru karar verebilmek için çok daha fazla bilgi, analiz ve teknolojiye ihtiyaç duyduklarını fark ediyorlar. İşte bu farkındalık, onları daha fazla öğrenmeye ve doğal olarak daha gelişmiş yatırım teknolojilerine yöneltiyor.
Günümüzde bireysel bir yatırımcı, tek bir platform üzerinden dünya borsalarını, kripto para piyasalarını, FX ve emtia verilerini takip edebiliyor; teknik analizler yapabiliyor ve algoritmik emirler gönderebiliyor. Bu erişim kolaylığı birçok avantaj sunarken, veri yoğunluğu, hız baskısı, sosyal medya kaynaklı bilgi kirliliği gibi yeni zorlukları da beraberinde getiriyor ve yatırımcılar açısından yeni bir eğitim süreci başlıyor.
Bilgi ve farkındalık düzeyi artan kullanıcılar da talep ve yönlendirmeleri ile yatırım ürünlerinin gelişimine katkıda bulunuyor. Biz de bu dönüşüme katkı verecek nitelikte ürünler geliştirmenin yanı sıra kar amacı gütmeden sürdürdüğümüz Matriks Akademi ile finansal okuryazarlığın gelişmesine katkıda bulunmaya gayret ediyoruz. Webinarlar, üniversiteler ve yatırımcı toplulukları çeşitli illerde yüz yüze eğitimler ve seminerler düzenliyor, algokutuphanesi.com web sitesi ve çevrim içi yayınlarla dijital bir kütüphane oluşturuyoruz.
“Mükemmel servis” anlayışı ve kurumlarla “laboratuvar oluşturma” yaklaşımıyla çözümler tasarlıyoruz
Önümüzdeki dönemde yatırım teknolojilerinde en çok hangi trendleri öne çıkacağını düşünüyorsunuz (AI, blockchain, kişiselleştirilmiş analiz vb.)?
Yapay zeka destekli quant modeller ve algoritmalar, günümüz yatırım danışmanlığı hizmetlerinde önemli bir fark yaratıyor. Kullanıcılarla kurulan iletişim biçimi ve onları tanıma yöntemleri de köklü bir dönüşüm içinde. Biz de Matriks olarak, bu dönüşümün merkezinde yer alacak projeleri ekosistemimizle birlikte geliştiriyoruz.
Yakın gelecekte; yapay zeka, token ekonomisi ve “hyper-personalization” yaklaşımlarının, görünmez (invisible) finans servisleriyle entegre biçimde öne çıkacağını öngörüyoruz. Matriks çözümlerini de bu öngörü doğrultusunda, “mükemmel servis” anlayışı ve kurumlarla birlikte “laboratuvar oluşturma” yaklaşımıyla tasarlıyoruz. Yatırım dünyası artık; bireylerin finansal, sosyal ve sağlık davranışlarını birlikte dikkate alan, sade ve kolay takip edilebilir, yatırım dışı servislerle entegre, tamamen kişiselleştirilmiş bütüncül bir yapıya doğru evriliyor.
Bu yeni ekosistemde stratejiler, yapay zeka tarafından yönetilirken yatırım kararları sadece rakamlara değil, bireyin yaşam yapısına göre şekilleniyor. Örneğin, ev sahibi olmayı hedefleyen bir yatırımcının; hayalini kurduğu konut projesinden metrekare bazında token alırken, birikimlerinin değerini artırmak için güncel piyasa koşullarına göre hisse senedi ya da fon önerisi alması, hatta bu işlemlerin otomatik olarak gerçekleştirilmesi artık uzak bir gelecek senaryosu değil.
Matriks olarak kısa ve orta vade hedefleriniz, Türkiye dışındaki pazarlara yönelik çalışmalarınız gibi stratejik planlarınızdan bahseder misiniz?
Matriks olarak, bugüne kadar sektörün teknoloji departmanı gibi çalışmayı benimsedik. Kurumsal ve bireysel yatırımcıların, veri, analiz ve yatırım teknolojileri alanındaki olası ihtiyaçlarını, son teknolojileri kullanarak karşılamak üzere çalışıyoruz. Gelişmeler ve öngörülerimiz doğrultusunda gerek yeni iştiraklerimiz gerekse ekosistemimizle çözüm ağımızı genişletiyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın mevcut tecrübelerinin yanında gelişim haritaları da bu stratejide önemli bir yer tutuyor. Matriks ürünlerinin yabancı muadilleri karşısında gösterdiği başarı, ürünlerin uluslararası rekabet açısından potansiyelini ve değerini göstermesi bakımında önemli bir motivasyon kaynağı. Türk finansal teknoloji girişimlerinin rekabet içinde birlikte çalışmayı benimsemesi halinde başarının sınırlar ötesine taşınmasının çok daha kolay ve kalıcı olacağına inanıyoruz.