Kendimizi fintech venture-builder ve stratejik orkestratör olarak konumluyoruz: Ölçekli ama odaklı ürünleri, lisans ve uyumluluk çizgisiyle bir ekosisteme bağlıyoruz. Çok kanallı deneyimi, regülasyon uyumunu ve gerçek zamanlılığı büyümenin üç şartı olarak görüyoruz. Tek bir ürün çıkarmakla yetinmiyor, lisans, güvenlik ve entegrasyon katmanlarını bir araya getirerek ölçeklenebilir bir ekosistem kuruyoruz.
Pionr Kurucu ve CEO’su Yakup Sezer
- “Dijital dönüşüm” sizin için ne ifade ediyor? Strateji ve planlamanızdaki yeri?
Biz “dijital dönüşümü” bir teknoloji listesi olarak değil; sahada hissedilen bir iş yapma biçimi olarak görüyoruz. Değerin nerede üretildiğine bakıyoruz: burada kilit noktaların kullanıcıya yaşattığınız deneyimde, veriyi karara dönüştürme hızınızda ve güven mimarinizin sağlamlığında olduğuna inanıyoruz. Pazarlama, ürün, UX ve satış aynı masada; çünkü dönüşüm bir departmanın değil, kültürün işi. Ürün kararlarımızı segment, valör, risk ve gerçek kullanım verisiyle besliyoruz; uyumluluk ve 7/24 izlenebilirlik ise bize göre ölçekli büyümenin sigortası. Kısacası, biz dönüşümü “deneyim + veri + güven” üçgeninde konumlandırıyor, bütün şirketi ve tüm iş yapış modelimizi bu üçgen etrafında hizalıyoruz.
- Finans ve iş dünyasının dijitalleşmesinde Pionr’ı nasıl konumlandırıyorsunuz?
Kendimizi fintech venture-builder ve stratejik orkestratör olarak konumluyoruz: Ölçekli ama odaklı ürünleri, lisans ve uyumluluk çizgisiyle bir ekosisteme bağlıyoruz. Çok kanallı deneyimi, regülasyon uyumunu ve gerçek zamanlılığı büyümenin üç şartı olarak görüyoruz.
Tek bir ürün çıkarmakla yetinmiyor, lisans, güvenlik ve entegrasyon katmanlarını bir araya getirerek ölçeklenebilir bir ekosistem kuruyoruz.
Gerçek zamanlılık, omnichannel tutarlılık ve regülasyonla barışık modernizasyon bizim için büyümenin zorunlu koşulları. Bu yüzden “platform + iş modeli + saha yürüyüşü” üçlüsünü birlikte tasarlıyoruz: teknolojiyi hızlı üretirken, sahada somut iş değeri üreten, denetlenebilir ve sürdürülebilir bir yapı kuruyoruz.
- Tahsildar, şirketlerin dijitalleşme yolculuğuna nasıl katkı sağlıyor?
Tahsildar bugün, işletmelerin tüm tahsilat ve ödeme süreçlerini tek bir omurgada birleştiren kapsamlı bir ödeme ve tahsilat platformu. Hikâye, sanal POS ve banka entegrasyonları sağlayan bir SaaS ürünü olarak başladı; Pionr’ın sahipliği ve stratejik yönlendirmesiyle iş modeli işlem bazlı hale getirildi, mimari mikro servisler üzerine yeniden kuruldu ve operasyonlar kurumsal seviye güvenlik ile 7/24 izlenebilirlik standartlarına taşındı. Bu yeni altyapı; POS orkestrasyonu, link/SMS/QR ile tahsilat, çok katmanlı ağlarda B2B bayi tahsilatı, abonelik ve otomatik çekim kurguları ile açık bankacılık temelli mutabakat ve valör yönetimini aynı deneyimde buluşturuyor.
ERP, lojistik ve CRM sistemleriyle API-first entegrasyonlar sayesinde uçtan uca kapalı devre çalışmak mümkün; böylece Tahsildar artık yalnızca bir “tahsilat aracı” değil, nakit akışını öngörülebilir kılan bir teknoloji ortağı.
Global pazarlarda uyumluluk ve yerelleştirme setleriyle ölçeğimizi büyütmeye odaklanıyoruz
Bugün 740’tan fazla tanınmış marka, 20’nin üzerinde holding bünyesindeki şirket ve yaklaşık 100.000 KOBİ tarafından tercih ediliyoruz. Bunun nedeni; operasyonel mükemmellik, sahadaki hız, özelleştirilmiş ürün deneyimi ve kurumsal güvenceyi bir araya getiren “A Pionr Company” yaklaşımı. Bu tablo, Tahsildar’ın işletmelere dijitalleşme sağlamanın ötesine geçtiğini; müşteri deneyimi odağı, sürekli iyileştirme disiplini ve çevik, özelleştirilebilir ürün yapısıyla taleplere hızla yanıt veren yeni nesil bir fintech örneğine dönüştüğünü gösteriyor.
Pionr olarak hedefimiz; işletmelerin bilinçli kararlar almasını desteklemek ve geleneksel endüstrileri dönüştürmek. Tahsildar, bayi ve alt bayi tahsilatı yapan KOBİ’ler ile kurumsal işletmelere hızlı, güvenli ve düşük komisyonlu ödeme/tahsilat çözümleri sunuyor; çok yakında farklı bankalar ve yeni iş birlikleriyle ödeme seçeneklerini yatayda genişletecek çözümleri devreye alıyoruz.
Sonuç olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; Tahsildar, tahsilatı hızlandıran, komisyonları optimize eden, valör farklarını şeffaflaştıran ve nakit akışını öngörülebilir kılan bir ödeme omurgası olarak hizmet vermeye devam edecek. Türkiye’de ticari ödemelerde liderlik hedefimizi sürdürürken, global pazarlarda uyumluluk ve yerelleştirme setleriyle ölçeğimizi büyütmeye odaklanıyoruz.
- AI ve bulut teknolojilerini ürünlerinize nasıl entegre ediyorsunuz; neyi dönüştürüyor?
Bizim için mesele “Yapay Zekâ’yı kullanmak” değil; Yapay Zekâ ile büyüyen bir şirketi baştan kurgulamak. Geliştirme tarafında özellikle son birkaç ayda hızlı bir ivmelenme yaşadığımızı belirtmeliyim. Girişim kurma ve büyütme yolculuğumuz olarak belirlediğimiz 6 aylık döngüyü yaklaşık 1,5 aya düşüren bir üretkenlik seviyesine ulaştık; bu yalnızca kod hızındaki artış değil, iş modeli, süreç ve yetkinliğin birlikte evrilmesi demek.
Operasyonlarda genAI ile müşteri hizmetlerini yeniden tasarlıyor; müşteri verisi, finansal veri, stok ve ürün performansını birleştirerek öneri sistemleri ve proaktif destek akışları kuruyoruz. Ürün içinde de AI gerçek zamanda çalışıyor: risk puanlama, fraud tespiti, anomali ve valör sapması yakalama, akıllı POS yönlendirme… Venture seviyesinde ise Tahsildar ve Norma’yla birlikte, 3. fintekimiz olarak yakın zamanda müşterisiyle buluşturmayı hedeflediğimiz; tedarik zinciri finansmanı ürünümüz TEDA’yı da AI destekli süreçlerle hızla geliştirip test ortamına aldık; kısa süre içinde tüm testleri tamamlayarak canlıya almaya hazırlanıyoruz.
Özetle, Pionr için AI artık bir araç değil; hız, esneklik ve kişiselleştirmeyi aynı anda sağlayan şirket mimarimizin çekirdeği.
- 1–5 yıllık öncelikleriniz; uzun vadede portföy genişlemesi nasıl şekilleniyor?
Önümüzdeki dönemde Tahsildar’da derinleşmeyi net alanlara bölüyoruz: çoklu POS orkestrasyonu ve kural temelli komisyon/valör optimizasyonu; karmaşık bayi ağlarında rol bazlı B2B tahsilat; abonelik ve otomatik çekim; açık bankacılıkla mutabakat ve nakit görünürlüğü, ERP/lojistik/CRM entegrasyonlarında kurulum eşiğini iyice aşağıya çekmek.
Amacımız, Tahsildar’ı sadece büyütmek değil, onu tüm ödeme süreçlerini yöneten kapsamlı bir ekosistem haline getirmek.
Yeni ürün hattında ise TEDA var: alıcı-tedarikçi-finansörü aynı platformda buluşturan, onaylı faturayı finans kurumlarından gelen tekliflere açan ve tedarikçinin aynı gün nakde ulaşmasını sağlayan bir tedarik zinciri finansmanı deneyimi. Burada AI ile risk ve teklif eşleştirmeyi dinamik kılıyor, iskonto sürecini uçtan uca dijitalleştiriyoruz. Uzun vadede açık bankacılık, kredi ve sigorta katmanlarında platformlaşmayı; seçici M&A ve stratejik ortaklıklarla desteklemeyi planlıyoruz.
- Yurt dışına açılma ve küresel pazar planları neler?
Pionr’da “Venture kurma” modelimiz bağlantılı ve katmanlı ilerliyor: platform + lisans + yerel ortaklık. Öncelikli pazarlarda bankalar, ödeme kuruluşları ve ERP sağlayıcılarıyla yerel entegrasyon kuruyor; uyumluluk ve yerelleştirme paketlerimizle pazara giriş eşiğini düşürüyoruz. Ödeme orkestrasyonu kabiliyetimiz, kurulum süresini ve toplam sahip olma maliyetini aşağı çekerken, karar vericilere net bir ROI anlatısı sunmamızı sağlıyor. Amacımız her pazara aynı ürünü dayatmak değil; yerel bağlama akıllıca uyarlanan, güveni görünür kılan ölçek stratejisi yürütmek.
Bu çerçevede özellikle gelişen pazarlara odaklanıyoruz. KOBİ’lerin yurt dışında da sıkça yaşadığı ödeme alma, krediye erişim ve bankacılık hizmetlerine ulaşım gibi sorunlar, sunduğumuz çözümlerle doğrudan örtüşüyor. Kurumsal segmentte liderliği pekiştirirken, bayi ve müşteri tabanımızı iki katına çıkarmayı, yapay zekâ tabanlı risk değerlendirme ve benzeri yenilikçi modüllerle pazardaki etkinliğimizi artırmayı hedefliyoruz. Orta vadede global bir fintech oyuncusu olarak, uluslararası regülasyonlarla tam uyumlu bir büyüme stratejisini benimsiyoruz. Kısacası hem yerelde hem uluslararası arenada büyürken, fintech ekosistemini güçlendiren yenilikçi ve ölçülebilir çözümler sunmaya devam edeceğiz.
Bizim duruşumuz net: “Her şey fintek.” KOBİ’lerin ve kurumsal işletmelerin yanında, uyumlu, hızlı ve güvenilir bir ortak olarak yer almayı sürdüreceğiz.
- Dönüşümü “kültür ve iş yapma biçimi” olarak nasıl ele alıyorsunuz?
Bizde dönüşüm bir departmanın işi değil, şirketin ortak çalışma biçimi. Ürün, mühendislik, UX, veri, satış ve müşteri başarısı ekipleri aynı masada planlar, birlikte teslim eder. Amaç; karmaşık teknolojiyi müşterinin günlük hayatında anlaşılır, güvenilir ve kullanılabilir kılmak. Bunun için net hedefler koyar, kısa döngülerle dener, sahadan gelen geri bildirimi hızla ürüne taşırız. “Tek ekran herkese” yaklaşımı yerine, farklı kullanıcı rollerinin ihtiyaçlarını anlayıp işe yarayan basitliği öne çıkarırız.
Güven bu kültürün merkezinde. Lisans ve uyumluluk şeffaflığını, sosyal kanıtı ve sahadaki ortaklıklarımızı açıkça gösteririz. Satış sonrası tarafı “destek hattı” değil; müşteri başarısı olarak konumlarız: iyi bir onboarding, proaktif iletişim ve düzenli geri besleme olmadan sürdürülebilir büyüme olmaz. Yapay zekâ da bu düzenin parçasıdır; kararlarımızı veriyle hızlandırır, ama sezgiyi ve saha deneyimini dışlamaz. Kısacası, biz pazarlamayı “anlatma” işi olarak değil, müşteriye birlikte tasarlayıp birlikte yaşattığımız bir deneyimin doğal sonucu olarak görüyoruz.
Fintech’in geleceği; ölçekli ama odaklı, hızlı ama derin, dijital ama anlamlı çözümler üretebilenlerde.
Pionr’ın derdi tek tek özellik yazmak değil; müşterinin nakit akışını öngörülebilir kılan, riski yönetilebilir hale getiren, güveni görünürleştiren omurgalar kurmak. AI-yerlisi geliştirme kültürümüz, uyumlulukla güçlenen güven mimarimiz ve sahayla birlikte evrilen deneyim tasarımımızla hem Türkiye’de hem de globalde bu omurgaları büyütmeye devam edeceğiz.


