Aktif Bank olarak teknolojiyi yalnızca destekleyici bir unsur olarak değil, iş yapış biçimimizin merkezinde konumlandırıyoruz. Türkiye’nin en büyük özel sermayeli yatırım bankası olmanın yanı sıra, fintech iştiraklerimizle birlikte uçtan uca hizmet sağlayabilen entegre bir teknoloji ekosistemi olarak hareket ediyor; yapay zekayı dijitalleşme vizyonumuzun ve stratejimizin temel taşı olarak görüyoruz. Yapay zekâ stratejimizi, insan kaynağımızı güçlendiren eğitim programları ve organizasyon genelinde yaygınlaştırdığımız farkındalık çalışmalarıyla destekliyoruz.
Aktif Bank CTO’su Kadir Mustafa Öztürk
Aktif Bank için teknoloji ve dijitalleşme kelimeleri ne anlama geliyor?
Türkiye’nin en büyük özel sermayeli yatırım bankası kimliğimizin yanında, ülkemizin en kapsamlı finansal teknolojiler ekosistemi olarak faaliyet gösteriyoruz ve iştiraklerimizle birlikte teknolojiyi odağımıza alan öncü çalışmalara imza atıyoruz.
Teknoloji, Aktif Bank’ın kurulduğu günden bu yana iş yapış biçimini yansıtan temel kavram… Türkiye’nin en kapsamlı finansal teknolojiler ekosistemi olarak 25 yılı aşkın deneyimimiz ile 20 milyondan fazla müşterimize dijital kanallardan ve teknoloji yoğun şekilde erişiyoruz. Aynı zamanda kendimizi, iş ortaklarımız ve iştiraklerimizle yaptığımız iş birlikleri aracılığıyla fiziksel kanallardan da hizmet verebilen dijital bir yapı olarak konumluyoruz. Sektörde de bu anlamda fark yattığımızı düşünüyoruz, iştirak yapılanmamız da bu vizyonu destekler yönde.
Bankanın; teknolojiyi dış kaynak yoluyla sağlamak yerine kendi iştirakleri aracılığıyla içerisinde oluşturma ve geliştirme stratejisiyle hayata geçirdiği Aktif Tech 300’e yakın teknoloji kadrosuyla, farklı iş ve teknoloji alanlarında heyecanlı gelişmelere ve inovasyonlara imza atıyor. Elbette bunun altyapısını Aktif Bank’ın sahip olduğu devasa fintech ekosistemin bileşenleri sağlıyor. Ekibimiz; finansal ürün ve hizmet yelpazesine destek vermek ve yeni bağlantılar eklemek noktasında aktif olarak çalışırken, aynı zamanda yapay zekâ ve data konularına da odaklanarak Ar-Ge projeleri geliştiriyor.
Teknoloji alanında iştiraklerimize altyapı desteği sunmanın yanı sıra iş birliği kültürümüze uygun olarak onlarla teknoloji geliştirme süreçlerinde de yakın ve entegre bir şekilde çalışıyoruz. Birkaç örnek vermek gerekirse; N Kolay Mobil uygulamamızdan iştirak platformlarımıza entegre oluyor, sigorta, para transferi, ulaşım kart entegrasyonları gibi ürün/hizmet sunumlarını gerçekleştiriyoruz. Girişim kurucu rolü üstlenen iştirakimiz Aktif Ventures’ın bağlantıları ile üçüncü parti kurumlara çeşitli servisler sunuyoruz.
Yüksek teknoloji çözümleri ve saha deneyimi ile elektronik altyapılı ödeme hizmetleri sunan E-Kent iştirakimizin ulaşım işletmenliğine dair tüm geliştirme süreçlerini biz yönetiyoruz. Sadece bir biletleme uygulaması olmaktan çıkarak yeme-içmeden elektronik ticarete, finansal hizmetlerden şans oyunlarına kadar birçok alanda kullanıcılarına entegre bir yaşam deneyimi sunan Passo uygulamasını SuperApp olarak konumlanacak şekilde geliştirmeye devam ediyoruz. Bunların yanı sıra yurt içi ve yurt dışı müşterilerimizle de uzun soluklu iş birliğine girdiğimiz ürünlerimiz var: Mercury Dijital Kanal Altyapısı, Nebula Biletleme Modülü gibi ürünlerimiz buna örnek oluşturuyor.
Diğer yandan, değişen regülasyonlarla birlikte dijital bankacılığın yükselişe geçtiğini ve yeni yönetmeliklerle birlikte servis bankacılığı ile açık bankacılık altyapılarının önünün açıldığını görüyoruz. Bu dönüşüm yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda stratejik iş birliklerine de zemin hazırlıyor. Geleneksel bankalar için rakip olarak görülen fintech’ler, bize göre iş birliği yapılması gereken değerli yapı taşları. Fintech’lerle birlikte çalışmayı yalnızca bir strateji değil, iş yapış kültürümüzün bir parçası olarak benimsiyoruz. Çeşitliliğin ve rekabetin arttığı bu yeni dönemde; güçlerini fintech’lerle birleştirebilen, hatta onların çevikliğiyle düşünebilen bankaların öne çıkacağına inanıyoruz.
İşte bu yaklaşımla teknolojiyi yalnızca destekleyici bir araç olarak değil, işimizin merkezinde konumlandırıyor; Türkiye’nin en büyük finansal teknolojiler ekosistemini dijital kaslarımızla sürekli olarak besliyoruz.
Global pazarda da etkinliğimizi artırmak ve kullanıcılarımızın finansal ihtiyaçlarını karşılayacak çözümler sunmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz
Bankanızın dijitalleşme yolculuğundaki öne çıkan çalışmaları neler?
Aktif Bank olarak müşteri talep ve isteklerini teknolojiyle destekleyen çalışmalar gerçekleştiriyor, kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştırmak ve süreçleri kısaltmak adına adımlar atıyoruz. Dijital varlık yönetimi ve açık bankacılık alanlarında daha da yenilikçi çözümler sunmak gelecek hedeflerimiz arasında bulunuyor. Yapay zekâ ve blockchain/metaverse gibi teknolojileri daha etkin bir şekilde kullanarak, finansal hizmetleri herkes için daha erişilebilir ve güvenli hale getirmeyi planlıyoruz.
Önümüzdeki dönemde; blockchain tabanlı işlem güvenliği, otomatik portföy yönetimi, yenilikçi gömülü finans çözümleri gibi yeni nesil teknolojileri N Kolay dijital bankacılık uygulamamıza entegre ederek, kullanıcılarımızın yalnızca bugünkü ihtiyaçlarına değil, finansal geleceklerine de yön vermeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda, global pazarda da etkinliğimizi artırmak ve kullanıcılarımızın her türlü finansal ihtiyaçlarını karşılayacak çözümler sunmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Son 10 yılda bankacılığı değiştiren ve geliştiren en önemli teknolojiler neler oldu?
Teknolojinin hızla gelişimi tüm sektörlerde iş yapış biçimlerini etkiledi, ama özellikle bankacılık alanında çok ciddi bir dönüşüm sürecine adım atmamızı sağladı. Artık bankacılık için teknoloji işimizin unsurları arasında bulunmuyor, merkezinde yer alıyor.
Dünyayı değiştiren teknolojiler arasında yer alan ve yaşamın temposunda bizi bir asistan gibi yalnız bırakmayan yapay zekâ, bankacılık süreçlerine de çok hızlı bir şekilde entegre oldu. Özellikle risk modellemeleri, dolandırıcılık tespiti ve algoritmik işlemlerde bu teknolojiler artık işin ayrılmaz bir parçası. Yatırım bankacılığında, büyük veri setlerinin işlenmesi ve bu verilerden anlamlı öngörüler çıkarılması, doğru karar alma süreçlerinde fark yarattı.
Ayrıca açık bankacılık ve API tabanlı mimariler sayesinde ekosistem yaklaşımı güç kazandı. Bu da bankaların fintech’lerle iş birliği yaparak çok daha zengin ve entegre hizmetler sunmasını mümkün kıldı. Regülasyonların da bu teknolojik dönüşümü destekleyecek biçimde evrilmesi, sektörde dijitalleşmeyi hızlandıran bir diğer önemli faktör oldu.
Tüm bu teknolojiler, müşteri deneyimini yeniden tanımladı. Artık yatırımcı daha bilinçli, daha hızlı ve daha kişiselleştirilmiş hizmet bekliyor. Bu beklentiyi karşılayabilen kurumlar ise hem rekabette öne çıkıyor hem de sürdürülebilir büyüme açısından avantaj elde ediyor.
Özetle, son 10 yılda ‘suyun yönünü değiştiren’ teknoloji önümüzdeki yıllarda da etkisini artırarak iş yapış şekillerimizi değiştirecek.
Bankacılıkta gelecek 10 yıl için hangi teknolojiler değişime liderlik edecek?
Bankacılığın gelecek 10 yılına yön verecek teknolojilere baktığımızda, artık sadece verimliliği değil; rekabet gücünü, sürdürülebilirliği ve müşteriyle kurulan ilişki biçimini de dönüştürecek bir evrime tanıklık ediyoruz.
Bu bir geçiş süreci değil, büyük bir dönüşüm… Bu dönüşümde başı çekecek teknolojilerin başında yapay zekâda yaşanacak derinleşme geliyor. Bugün karar destek sistemlerinde kullanılan yapay zekânın, kısa vadede çok daha özerk kararlar alabilen, kendi kendini optimize eden finansal modellerini mümkün kılmasını bekliyoruz. Bunun sadece operasyonel süreçlerde değil; müşteri segmentasyonu, ürün kişiselleştirme ve risk yönetimi gibi alanlarda da çarpıcı farklar yaratacağını tahmin ediyorum.
Blockchain ve dijital varlık altyapıları da önümüzdeki 10 yılın önemli yapı taşlarından biri olacak. Bunun yanında sürdürülebilirlik odaklı teknolojiler de bankacılığın yeni dönemdeki ajandasında üst sıralarda yer alacak. ESG veri analitiği, iklim risk modellemeleri ve yeşil finansman çözümleri gibi alanlarda yapay zekâ ve büyük veri altyapıları kullanılmaya başlanacak. Bu teknolojiler sayesinde bankalar, sadece finansal performansla değil, çevresel ve sosyal etkileriyle de ölçülen kurumsal aktörlere dönüşecek.
Önümüzdeki 10 yıl bankacılık sektörü teknolojik bir adaptasyon sürecinden çok zihniyet değişimine sahne olacak. Bu dönemde sürece ayak uydurabilen ve yatırım temposunu sürdürebilen ve proaktif bir yaklaşımla heyecanını koruyabilenler avantajlı olacak.
Yapay zekâ bankacılık sektörünü nasıl değiştiriyor?
Bankacılık sektörü, uzun yıllardır teknolojinin en yoğun kullanıldığı alanlardan biri. Ancak yapay zekâ, bu dönüşümün sadece bir evresi değil; iş yapış biçimlerine yepyeni bir tanım kazandıran devrimsel bir kırılma noktası. Artık sadece verimliliği artırmak ya da süreçleri hızlandırmak değil, kullanıcıyı her yönüyle anlayabilen, tahmin eden ve ona özel çözümler sunan bir finansal zekâ devreye giriyor. Geleneksel çağrı merkezi sistemleri yerine, 7/24 hizmet verebilen yapay zekâ tabanlı sanal asistanlar; müşterinin ihtiyaçlarını sadece ses tonundan ya da harcama alışkanlığından anlayan sistemler; şüpheli işlemleri saniyeler içinde tespit edip aksiyon alabilen dinamik yapılar bankacılıkta yeni norm haline geliyor. Birkaç sene önce yeni bir kavram olarak Embedded Finance yani gömülü finans kavramını konuşuyorduk, şimdi ise dünyada benzer bir ifade yaklaşımıyla “Embedded Intelligence” konuşuluyor, yani ürün ve hizmetlerin içerisine gömülü halde kullanılan ve servis edilen yapay zeka.
Bu teknolojiler, yalnızca bankaların değil, müşterilerin de beklentilerini dönüştürüyor. Bugünün yatırımcısı artık yalnızca işlem yapmak değil, dijital zekâyla rehberlik almak istiyor. Yapay zekâ ayrıca operasyonel süreçleri görünmez ama vazgeçilmez bir yardımcı gibi omuzluyor. Gerçek zamanlı işlem izleme, kredi değerlendirme, risk sınıflandırma, dolandırıcılık tespiti gibi kritik alanlarda sessizce ama etkili şekilde görev alıyor. İnsan gözüyle fark edilemeyen desenleri yakalayıp, sistemlere öngörü kazandırıyor.
Yakın gelecekteyse yapay zekânın etkisinin daha da kişisel hale gelmesi bekleniyor. Kuralları takip eden değil, kuralları öğrenip kendini geliştiren sistemler; müşteriyle etkileşim kuran değil, onunla ilişki kurabilen dijital finansal asistanlar hayatımıza girecek. Bugün verileri analiz ederek öneriler geliştirebilen üretken yapay zekadan, verilere göre geliştirdiği öneriye uygun aksiyonu proaktif biçimde alacak olan Agentic AI dönemi oldukça heyecan verici. Kısa vadede bu dönüşümü daha yaygın halde göreceğiz. Ve işte o zaman, yapay zekâ bankacılığı sadece dönüştürmeyecek; bizzat yeniden tanımlayacak.
Yapay zeka iş yapış biçimimizin merkezinde yer alıyor
Aktif Bank’ın yapay zekâ alanındaki stratejisi nedir?
Aktif Bank olarak teknolojiyi yalnızca destekleyici bir unsur olarak değil, iş yapış biçimimizin merkezinde konumlandırıyoruz. Türkiye’nin en büyük özel sermayeli yatırım bankası olmanın yanı sıra, fintech iştiraklerimizle birlikte uçtan uca hizmet sağlayabilen entegre bir teknoloji ekosistemi olarak hareket ediyor; yapay zekayı dijitalleşme vizyonumuzun ve stratejimizin temel taşı olarak görüyoruz.
Yapay zekâ stratejimizi, insan kaynağımızı güçlendiren eğitim programları ve organizasyon genelinde yaygınlaştırdığımız farkındalık çalışmalarıyla destekliyoruz. Hedefimiz; esnek, güvenli, kişiselleştirilmiş ve teknoloji odaklı hizmetlerle müşterilerimize benzersiz bir deneyim sunmak. Bu vizyon doğrultusunda altyapımızı sürekli güncelliyor, gelişime açık ve sürdürülebilir bir yapay zekâ ekosistemi oluşturuyoruz. Önümüzdeki dönemde; yapay zekayı daha çok entegre ettiğimiz çalışmalarımız ile hizmetlerimizi daha erişilebilir, kolay, hızlı ve güvenli hale getirmeyi amaçlıyoruz.
Teknoloji çok hızlı değişiyor. Sizin liderliğinizde Aktif Bank, yapay zekâ çağına nasıl hazırlanıyor?
Aktif Bank olarak yapay zekâ dönüşüm yolculuğuna mevcut durumun kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi ile başladık. Öncelikle bankamızın teknoloji altyapısı, mimarisi, iş süreçleri, yönetişim modeli, organizasyonel yapısı, insan kaynağı yetkinlikleri ve mevcut yapay zekâ kullanım durumu detaylı olarak analiz edildikten sonra; ihtiyaçlar, güçlü yönler ve gelişim alanları belirlendi. Sonrasında çizdiğimiz yol haritasıyla eğitimlere başladık. 500’den fazla katılımcıyla Üretken Yapay Zekâ Farkındalık ve Vizyon Eğitimi’ni gerçekleştirdik.
Ardından üst yönetim ile hayata geçirdiğimiz “Farkındalık ve Vizyon” çalıştayında, bankacılık sektöründe yapay zekanın kullanım alanları, sağladığı avantajlar, sektörel dönüşüm potansiyeli ve rekabetçi faydalarını ele aldık. Sonrasında kurumun farklı iş birimlerinden 110’dan fazla çalışanımızın katılımıyla “11 Üretken Yapay Zekâ Fırsat Belirleme” çalıştayını düzenledik.
Bu çalıştaylarda, yapay zekâ ile değerlendirilebilecek tüm potansiyel kullanım senaryolarını belirlerken, her bir senaryoyu fayda, risk ve zorluk açısından detaylı şekilde inceledik. Bu senaryolarla birlikte düzenlenen ideathonda 182 fikir içerisinden stratejik öneme sahip üç fikir, Aktif Bank üst yönetimi tarafından seçildi ve ödüllendirildi.
Son aşamada, tüm bu çalışmalar bir yol haritasına dönüştürüldü. Proje bazlı hazırlanan bu yol haritası, zaman çizelgeleri, yapılacak aktiviteler, proje ilişkileri ve süre bilgilerini içerecek şekilde detaylandırıldı. Bu kapsamlı yaklaşım ile Aktif Bank ve ekosistemi olarak yapay zekâ alanında güçlü, sürdürülebilir ve stratejik bir dönüşümün temellerini attık.