Fintech DÜNYASI – ÖZEL RÖPORTAJ
Türkiye’de ödeme teknolojileri alanında lider markalardan iyzico, 2019 yılından itibaren sektörde küresel bir marka olan PayU’nun da desteğiyle ivmesini artırarak büyümeye devam ediyor. Ödeme sistemleri sektörüne sunduğu çözümlerle, e-ticareti geliştirirken e-ticaretten beslenen binlerce paydaşın faaliyetlerini kolaylaştıran iyzico, günümüz itibariyle 18 milyar TL yıllık işlem hacmi ile 70 binden fazla üye iş yeri ve 900 binden fazla alt üye iş yerine hizmet veriyor.
iyzico ile Öde ve iyzico Korumalı Alışveriş hizmetleri gibi çözümlerle Türkiye’de e-ticaretin gelişimine katkıda bulunan iyzico, bilinirliği az olan markalar için bir güven simgesi haline gelirken ve müşterilerin de bu markaları tercih etmesini sağlıyor. Alışveriş sürecini hem satıcı hem de alıcı açısından kolay ve güvenli hale getiren iyzico ile Öde hizmetinde, hizmetin aktif olduğu sitelerde her 100 kişiden 11’i, ödemesinde iyzico ile Öde seçeneğini tercih ediyor.
Bir start-up olarak fintech ekosistemine katılan iyzico’nun kuruluşundan bu yana aradan geçen 8 yıllık süreci ve şirketin başarılarını iyzico COO’su Orkun Saitoğlu ile konuştuk.
- Bir start-uptan ulusal bir deve dönüşümü ve sonrasında küresel bir firma tarafında satın almaya giden süreci dinlemek istiyorum.
iyzico olarak 2013 yılında finansal hizmetleri demokratikleştirme amacıyla KOBİ’lerin ve farklı ölçekteki şirketlerin dijital dünyada bir sanal POS aracılığıyla aynı gün içerisinde ödeme almaya başlamasını sağlayarak bu yola çıktık. Bir soruna odaklanarak ve çözüm geliştirerek çıktığımız bu yolda bugüne kadar on binlerce KOBİ’nin e-ticaret ekosistemine dahil olmasına yardımcı olduk. İlerleyen dönemde tüketicileri odağımıza alarak sunduğumuz iyzico ile Öde ve iyzico Korumalı Alışveriş gibi hizmetlerimizle etki alanımızı genişlettik. Bugün iyzico, alışverişi hem alıcılar hem de satıcılar için kolaylaştıran bir şirket ve sektör lideri konumunda.
7. yılın kritik olduğunu biliyorduk
Girişimcilikte en cazip noktalar alınan yatırımlar ve exit konusu çok ilgi çekiyor. Tüm dünyada böyle. Bir şirket yatırım aldığında haber oluyor, trendlerin biraz daha üzerinde yatırım alınca daha büyük haber oluyor ve bir de exit gerçekleşince haber değeri taşıyordu. Ama iyzico’ya baktığınızda bir ödeme şirketi olarak 7-10 senenin çok kritik olduğunu biliyorduk. Bu süreçte belirli bir olgunluğa erişeceğimizi biliyorduk. Ve 7. senede PayU tarafından satın alındık. Biz bu satın alma anlaşmasında başlıklarından birisi bizim bu birleşmeyi bir ara durak gibi görüyorduk. Anlaşmada PayU, bizden çizdiğimiz yoldan devam etmemizi istemişti. Biz de PayU’nun bizi know-how ve tecrübe olarak destekleyebileceğini düşünerek güçlerimizi birleştirdik. Dolayısıyla PayU süreci bizim için bir exit değildi. Yolumuza devam ederken bir ara durak oldu. Destekçimiz olan yatırımcılar çıktı onların boşluğunu PayU doldurdu.
Haziran 2019’da PayU ile yaptığımız anlaşma ile çoğunluk hisselerimiz PayU tarafından satın alındı. Bu tarihten itibaren iyzico ve PayU Türkiye ofisleri olarak birleşme sürecine girdik ve 3 bacaklı bir birleşme sürecini başlattık. PayU Türkiye çalışanları, müşterileri iyzico platformuna taşınırken, son olarak da yasal şirket birleşmesi gerçekleşti. Bu süreci 1,5 sene gibi çok kısa bir zamanda başarıyla tamamlandık.
30 kişiden 200 kişiye; 200 milyon liradan 40 milyar liraya…
7 yıl önce 200 milyon lira ciro yapıyorken bu yıl 20 milyar lira ciroya ulaşıyoruz. Gelecek yıl hedefimiz 40 milyar lira olacak. Üstelik 7 yıl önce 30 kişiyle bunu yaparken bugün personel sayımız 200 kişiye çıktı. Çalışan kültürü de çok önemsediğimiz bir konu. İngiltere’de Fransa’da nasılsa buradaki de öyle olmalı. O nedenle bize katılan her bir çalışanın etki yapmasını istiyoruz. Etki yapak isteyenin etki yapabileceği, etki yapmak istemeyenin çok da mutlu olamayacağı bir ortama sahibiz.
- iyzico’nun aldığı toplam yatırımlar, PayU satın alma süreci sonrası neler değişti?
PayU ile birleşmemizin en önemli sebebi aynı dili konuşuyor olmamızdı. Bizim Türkiye pazarındaki, onların globaldeki deneyimi birleşince çok daha verimli olacağımıza ve büyük işler başaracağımıza inandık. Son 2 sene içinde, özellikle de pandemi gibi zorlu bir dönemde ulaştığımız rakamlar da bu inancımızı doğruladı ve bize ne kadar doğru bir karar verdiğimizi yeniden gösterdi.
PayU birleşmesinin ardından Türkiye’nin en iyi iki ödeme ekibi bir araya geldi. Ekip olarak bugüne kadar başardıklarımız, bizi gelecek için daha da fazla heyecanlandırıyor. Dinamik yapımızla değişen şartlara hızla adapte olabiliyoruz ve bu da gelecek için en büyük güvencelerimizden biri.
iyzico olarak dünyanın en büyük teknoloji yatırım gruplarından biri olan Prosus’un finansal gücünden ve PayU’nun küresel bilgi birikiminden de destek alarak müşterilerimizin yerel ödeme sorunlarına çözümler geliştiriyor ve hayatlarını kolaylaştırıyoruz. Attığımız tüm adımlarda Prosus gibi dünya devi bir grubun bir parçası olmak bize ayrı bir güven de veriyor. Yerel tecrübenin global güçle birleşmesi sonucunda önümüzdeki dönemde iyzico-PayU birlikteliği yeni başarılar kazanarak yoluna devam edecek. Finansal hizmetleri demokratikleştirmek amacıyla çıktığımız yolda 8 sene içinde pazar lideri olduk. Gelecekteki hedefimiz Türkiye’nin en büyük 5 finans şirketinden biri olmak.
- İyzico olarak, kripto paralar konusunda bir çalışmanız var mı?
Kripto para dünyasındaki gelişmeleri takip ediyoruz. İçinde olduğumuz grubun bu konuda dünyanın çeşitli yerlerinde yatırımları da var. PayU içerisinde olduğu regülasyonlara uyan bir marka. Türkiye’de regülasyon kripto para konusunda bir adım atarsa biz de iyzico olarak ürün ve hizmetlerimiz arasına dahil edebiliriz.
- Gerçekten Türkiye’de finansal teknolojiler ekosistemi açısından önemli bir coğrafya. Sektörünüz için Türkiye pazarını nasıl tanımlıyorsunuz?
PayPal’ın Türkiye pazarına girdiği dönemde o küçük ekibin bir parçasıydım. iyzico’da global markaların Türkiye’de açılacağını ilk öğrenen markalar arasındayız. Türkiye pazarı potansiyeli çok yüksek. Buraya gelen her markanın gelişen pazar dinamiğini yakalaması gerekiyor. Markalar bunda çok zorlanıyor.
Şu anlamda Buy Now Pay later çok iyi bir örnek. Aslında Türkiye’de bu sistem 90’lardan beri var. Bunu tanıyalım, alkışlayalım. Ama şunun da farkın varalım. 90’lardan beri Türkiye’de olan bir şeyi kaç kişi kullanabiliyor? Türkiye’deki kadınların yüzde 45’i doğrudan kullanamıyorsa, 20 milyon kişi hala kullanamıyorsa, ama Buy Now Pay Later sisteminde bir e-ticaret sitesinden alışveriş yapan herkes kullanabiliyorsa bu demek oluyor ki bizim de kendimizi geliştirmemiz gereken bir şeyler var.
İyi yaptığımızı bilelim, neyi geliştirmemiz gerektiğini bilelim. Bankalar-fintechlerle rakip miyiz sormak yerine iş birliği yapabileceğimiz birçok alan var onları belirleyelim. Türkiye’de bankaların geliştirdiği sistem mükemmel ama 20 milyon kişi kullanamıyor. Birlikte çalışarak bu insanlara da bu hizmeti götürelim.
Türkiye’de 2000 yılından beri online ödeme alabilen e ticaret şirketi var. Ama sorduğumuzda yüz binlerce iş yeri iyzico olmasaydı online ödeme alamıyor durumdaydı. Evet iyiyiz ama eksiklerimiz de var. Bunu biraz eleştirmekten korkuyoruz bazen alkışlamaktan da korktuğumuz gibi. Açık açık konuşalım eksikleri.
Biz iyzico Korumalı Alışveriş’i çıkardığımızda ‘deli misiniz’ dediler. Ancak insanların e-ticaret platformlarından alışveriş yapmama nedenleri arasında güven problemi en üst sıralardaydı. Ve bizler e-ticaret hacimlerinin büyümesiyle bizim de büyüyeceğimizi buluyorduk. Korumalı alışverişi ürünümüzle kısa bir sürede 3 milyon kişi kullandı. Benim rakibime de katkısı oldu. İlk alışverişi bizimle yaptı insanlar ama ikinci alışverişi rakibimle çalışan bir siteden, üçüncüyü de bankayla çalışan bir siteden yaptı. Sektörü büyütmek bu. Bazen şirket çıkarlarını da gözeterek sektörün büyümesi için de çaba sarf etmek gerekiyor.
- Örneğin Türkiye’de linkle ödeme yıllardır var, sizin de ürünleriniz arasında epeydir. Ancak dünya devleri bu hizmeti yeni yeni duyuruyor? Bu bizim açımızdan bir başarı mıdır? Ya da bu durumu nasıl açıklamalıyız?
Linkle ödeme biz 5 yıldır sunduğumuz bir çözüm. Bu bizim belki de en basit geliştirdiğimiz ürünlerden biri. Ama kullanım alanı çok geniş. Uzaktan ödeme alırken, e-ticarette ya da mağaza içinde bile kullanabilirsiniz. Bunu yapmak çok da zor değil. Evet, bizde 5 yıldır olan bu ürünü dünyaca ünlü Stripe geçen aylarda duyurdu. Ama Stripe’ın yaptığı farklı bir şey var.
Stripe o kadar iyi duyuruyor ki herkes onu görüyor. Aslında bu bir başarıdır. Yıllardır birçok ülkede ve markada kullanılan bir ürünü Stripe duyurunca bu kadar gündeme gelebiliyorsa bu bir pazarlama başarısıdır. Onun için yeni. Zaten onlar ilk ben yaptım demiyor. Ben böyle bir özellik yaptım diyor sadece. Tamamen önceliklendirmeyle alakalı. Bizim de yapabileceğimiz birçok ürünü yapmıyoruz. Bazı ürünleri ve hizmetleri yetenek olarak algılamamak lazım.
Türkiye’de Facebook Messanger’dan ödeme alınabilme özelliğini ilk biz yaptık. Ama bir karşılığı yok. Kaç kişiye ulaşabildik. Sadece yaptık diye duyurduk. Ama bugün Facebook Messenger’dan alışveriş yaygınlaşmış olsaydı bütün rakiplerimiz de bunu yapmış olacaktı ve bu durumda bunu ilk bizim yapmış olmamız bir şeyi değiştirmez. O gün hızlı yapmışız. 10 tane işlem yapıldı ve yarısını biz yaptık sadece.
- Dünyadaki ödeme trendlerinden bahseder misiniz? Ödemeler dünyasında bir sonraki adım nedir sizce?
Sistemler arası daha da akışkan olacak. Yıllar önce Google’ın online ödemelerin zorluğuna dair bir parodi videosu vardı. Ancak artık bu durum tam tersine dönmüş durumda. Bugün bir mağazada fiziki olarak ödeme yaptığınızda kasada sıra bekliyorsunuz. Baktığınız de en önemli trend, ödemeler çok daha basitleşirken çok daha çeşitlenecek. Ödeme sistemleri e-ticarette gelişen yeni kanalları ve alışveriş yöntemleri destekliyor olacak. Bankacılık sisteminde Türkiye çok iyi, bunun yanında birkaç tane de dijital ödemelerinizi kolaylaştıracak oyunculara da yer açılacak.
Önceliğimiz tüketicinin hayatını kolaylaştıran gerçek çözümler üretmek artık çok mümkün. Tüm trendler de tüketicilerin ödemelerini kolaylaştıracak yönde gelişecektir
İlk yıllarda ödeme sistemlerini kimse umursamıyordu
Fintechlerde çok farklı kırılımlar söz konusu. Ödeme sistemleri de bunlar arasında en güçlü olanlardan bir tanesi. 2010-2015 yılları arasında PayPal’da çalışırken o dönemde kendi çevremde ve genellikle insanlar eBay’i bilir, PayPal’ı bilmezdi. Online ödemeler insanların çok umrunda olan şeyler değildi. Nedeni de çok basit aslında; kimse ödeme yapmayı sevmez. Ancak ne zamanki konu fintech olarak tanımlanmaya başladı o zaman işler biraz değişti, gözler üzerimize çevrilmeye başladı. Fintech’in diğer alanları gelecek çok daha ciddi potansiyelleri barındırıyor olsa da ödeme sistemlerine göre şimdilik daha geri planda kalıyor.
Ödeme dünyasında ise hacimler ortada. Bir de dijitalleşme hızlanınca ödeme sistemleri daha da ön plana çıktı. Bundan 3-4 yıl önce bir fintech etkinliğine gittiğinizde yüzde 80-90 ödeme platformlarını görürdünüz. Şimdi kripto, yeni modelleri çok daha fazla görebiliyorsunuz.
- E-ticaret ve online ödemeler bir araya geldiğinde bambaşka ürün ve hizmetler söz konusu olabiliyor. Yakın gelecekte üzerinde çalıştığınız ürünler neler?
Kredi kartında çok başarılıyız, ancak bunun dijitalde çeşitlenmesini sağlamamız lazım. Bankacılık dışındaki insanların yüzde 93’ünün internete bağlı olduğu gerçeğini biliyoruz. Kadınların yüzde 45’i bugün bir banka hesabı sahibi değil. Bu kadınlar aile üyelerinin yakınlarının banka hizmetini kullanıyor. Bu kadınların kendi özgürlüğünü kazanması için çok önemli. Ödeme sistemlerini sadece harcama olarak düşünmemek lazım. Satış olarak da düşünmek gerekiyor. Ya da cebinizdeki parayı internet sayesinde çok daha geniş bir alanda harcayabilecekken neden fiziki olarak sınırlı bir alanda harcayalım. Satış tarafında birçok kadın girişimcimiz var. Bu girişimciler arasında el işi üreten de var teknoloji üreten de var. Bir araya gelip ürettiği el işleri, oyuncakları dünyaya satanlar var. Artık herkes her mağazadan alışveriş yapabiliyor. Sadece kendi şehrindekiyle sınırlı değil. Bu özgürlüğe herkesin erişmesi, sahip olması lazım. Böyle bir hakkı olsun ama istiyorsa almasın.
Finansal hizmetlere ulaşım ve mağazası olan üye işyerlerimizi mobil aplikasyon, mağaza, web sitesi üçgenindeki tecrübelerini destekleyici ürünler üzerinde çalışıyoruz.
Büyük markalarla mağaza içerisinde iyzico ile ödeme konusunda ortak çalışmalar yapıyoruz.
Örneğin, bir e-ticaret alışverişi yaptınız. İade etmek istiyorsunuz. Kargo bayisinden daha yakın firmanın mağazası var. Kredi kartı ile ödediğiniz internet üzerinden aldığınız bu ürünü mağazadan iade edip paranızı anında iyzico cüzdanınıza alabileceğiniz bir ürün üzerinde çalışıyoruz. Normalde kartınıza iade sürecini 7 ila 14 gün sürüyor. Bu süre bazı müşterileri rahatsız ediyor. Üye işyeri zaten müşteriden aldığı bakiyeyi karta iade yapmak yerine iyzico cüzdana yüklüyor. Müşteri de bu bakiyeyi hemen mağaza içerisinde ya da iyzico üyesi diğer mağazalarda, e-ticaret platformlarında kullanabiliyor. Bir şeyi dijitalleştirdikten sonra onu offline hale getirmek hiç kimsenin işine gelmiyor.
İş modelleri geçmişte hayal edemediğimiz yerlere doğru gidiyor
Bizim stratejimiz B2C ya da B2B değil. Aslında odak noktamız B2B2C. Her zaman bir üye işyeri var. Küçük büyük, Amazon ya da KOBİ. Ve bu şirketlerin alışveriş yapan ya da ödeme yapan müşterileri var. Bütün bu B2B’deki iş modelleri hayal edemediğimiz yerlere gidiyor. Bunlar geliştikçe biz de bugün hayal edemediğimiz ödeme yöntemlerini geliştireceğiz. Tüketicinin hayatını kolaylaştıran koruyan, istediğinde ulaşabileceği çözümler üretebilmek istiyoruz. Fintechler olarak şeffaf, güvenilir ve gerçek problemleri çözebilecek teknolojiler üretebilirsek hayal edemediğimiz çok konu olduğunu düşünüyorum.
- Sektörde yazılımcı açığı var mı? Böyle bir sorununuz var mı sizin?
Tüm dünyada bir yazılımcı problemi var. Ancak bu eksiklik bizim büyümemizi aksatmıyor ama her zaman gündemdeki bir konu. Türkiye’de teknoloji satış kültürü de az. Türkiye’nin satış kültürü sıcak temastır. Teknoloji satmak ise öyle değil. O teknolojinin katma değerini iyi yansıtmak, anlatmak lazım. Aslında ben iyi satışçı bulmakta da zorlanıyorum.
Dünyada 100 ihtiyaç varsa 30 yetişiyor. Hepimiz 30’u almaya çalışıyoruz. Ve sektör sıkışıyor. Kariyer planlamasında öğrencilerin bilgisayar mühendisliğine ve bağlı alanlara yönelmesini ve kendilerini yetiştirmesini öneriyorum. Farklı alanlarda yazılıma yönelenler duyuyorum. Benim çevremde sosyoloji eğitimi alıp yazılım işi yapan biliyorum.